Selamlar
Dün bahsettiğim gibi bu ara aile time, benim için :)) Bu yazıyı yine günü kaçırmamak adına, uyanır uyanmaz, kayınvalidemin oturma odasından yazıyorum:)))
Günün konusu, kardeşlerimiz.
Biz benimle beraber 4 kardeşiz. 4 kız. Hiç erkek kardeşinin olmadığı ailelerin kendine has bir cıvıltısı vardır. Erkek dünyasının sertliği hele de büyüme döneminde hiç olmaz. Mesela top oynayıp, kafa göz yarıp gelen olmaz eve. Top oynanır tabi ama daha "insani" şartlarda. Hep böyle cıvıl cıvıldır ev. Ergenlik döneminde karga sesini aratır erkek sesleri olmaz :)) Ya da gücünü kontrol edemediği için kardeşine zarar verenler çıkmaz. İşin özeti, daha eğlenceli, daha sağlıklıdır ortam :)) Bir yere gideceksen ve kendi kıyafetlerinden sıkıldıysan, yedek bir gardolap hep vardır :)) Mesela ben bu ziyarette kardeşimin eşarplarının olduğu çekmeceye dalıp, beş tanesini aldım bile :)))
Dediğim gibi 4 kardeşiz. Ben en büyüğüm. Benim bir küçüğüm, fotoda sırtını gördüğünüz Elif. 42 yaşında. Geçen sene malesef eşini kaybetti. O nedenle ailemin yanına Sivas'a döndü. Anneme yakın bir ev aldık, oğluyla beraber yaşıyor. Çok iç acıtıcı ama insan nelere alışmıyor.
Nasıl denk geldi bilmem ama ben, üç ve dört numara yengeç burcuyuz. Elif terazi. Hayata bakışı, eğlence anlayışı hepimizden farklıdır. Titiz, detayları önemseyen bir insan. Harika sofralar hazırlar. Hiç ummadığınız yerde sizin modunuzu değiştirebilir. Gülerken ağlatabilir, ağlarken güldürebilir. çok renklidir çokkk.
Üç numara Selvinaz. Adı ile ilgili yaşanan spekülasyonu anlatmadan geçmeyeyim. Babamız hep yurt dışında çalıştı bizim. Kardeşim, babamın Libya'da çalıştığı dönemde doğdu. Hatırlıyorum doğumunu. Hısım akraba, eş dost, annem düşünüp, Şengül adını verdiler. Babam 2 ay sonra gelecek biliyoruz o nedenle nüfus cüzdanı işlemi yapılmadı. Babam beklendi. Babam gelince; Ben düşündüm, kızımın adı Selvinaz olacak dedi. :)) Yani garibim iki aylık isminden istifa edip, iki ay sonra Selvinaz oldu. Hep çok teşekkür ederdi babama. Beni, Şengül olmaktan kurtarmışsın, diye. Adını pek sever de. :))
Birde doğum anısı var o daha ilginç. Çocuk halimle bile ilginçliği idrak edip, hiç unutmamışım. Öğle üzereydi, biz arkadaşlarla sokakta oynuyorduk. Babaannem ve yengem bizdeydi. O zamanlar kimsede araba yok. Taksi çağırmak lazım. Aksi gibi herkeste ev telefonu bile yok. Babaannem mahallede oturan akrabalarımızdan birine rica etti. Duraktan taksi getirmesi için. Akrabamız taksiyle gelene kadar, kardeşim doğmuştu. Gelen taksi geri gitti. :))
Selvinaz annemle yaşıyor, bekar. Yüksek lisans yapıyor. Yeğenlerinin, tatlış teyzesi. Büyüğünden küçüğüne tüm yeğenlerinin gözdesi. Hatta bu ara Vanilya Hanımın bile gözdesi :))
En küçük kardeşim Neslihan. Evli. Çorum'da yaşıyor. Annemin iki çocuğu olan tek kızı :)) Bu yüzden imtiyazlı :)) Şaka bir yana, aramızda 15 yaş olan biri. Ne ara 30 yaşını geçti. İlkokula giden bir çocuğu var, hala aklım almıyor. "Yaşlandım" gerçeğini yüzüme yüzüme çarpan kişi.
En küçük olmanın tüm avantajlarını kullanmıştır kendileri. Hepimiz onu kardeşten öte evlat gibi benimseyip, sarmışızdır. Hala da öyledir. Ablaları olarak bizi geçin, eşlerimiz bile Neslihan'a karşı ayrı bir sevgi ve merhamet besler. Geçen ay, küçük damat, anne babası covid oldu. Onlara bakmak için memlekete geldi. Tabi sonuçta bulaşıcı bir virüs. Ne kadar dikkat ettiyse de o da kaptı virüsü. Karantinaya alındı. Neslihan, Çorum'da iki küçük çocukla yalnız kaldı. Eşim acayip dert etti. Aynı süreçte, eşimin ailesi de bizim yanımıza geldi, hastane işleri vardı. Gidemedik yanına. Ama her gün arıyor, eşim. Neslihan bir şeye ihtiyacın var mı diye. Damat Bey bile bu imtiyazdan faydalanıyor. Bizim ailenin, aslında en kocaman ama en minnoş, çekirdek ailesi onlar.
Hiranur'cuğumun doğum gününden, taze taze bir foto olsun günün sonu. Bu akşam evdeyiz inşallah. yarın daha relax bir ortamda yazmak dileğiyle, selametle....
1 yorum:
çok kardeş olmak güzel bir şey rahmetli babamdan bilirim...
Yorum Gönder