Pages

31 Oca 2021

Etkinlik Yazısıdır! Ocak Ayı

Selamlar
Beni takip edenler biliyor, hadi birlikte 2021 için bir planlama yapalım dedik ve her ay bir yazar, bir oyuncu seçip. o ayı onlara ayırıp, planlama yaptık. İlk defa karşılaşanlar için detaylar işte burada 

Sevgili Ruşyena, sevgili Yüreğimin iklimi ve sevgili Deep Tone etkinlikte beni yalnız bırakmadılar. Yeniden teşekkür ederim. 

Bu ay aslında niyetim, her hafta bir tane Merly Streep filmi seyretmekti. Fakat bu canlı dersler, bende ekranlara karşı bıkkınlık oluşturdu. Ocak ayında ekranlarla arama mesafe girdi. İki filmini seyredebildim Yıllar önce seyrettiğim için, zihnimde bütünleyemediğim Benim Afrikam ve daha önce seyretmediğim Julie anda Julia filmlerine baktım sadece.

Merly Streep hakkında düşünürken ilk aklıma gelen, bu kadar güzel bir kadınken, nasıl oluyor da her seferinde güzelliği "en son fark ettiğim" oluyor, hep merak ederim. Sanırım, hikayesi olan senaryoları tercih ettiği ve hakkını verdiği için, hikayeye odaklanmaktan, kendisine odaklanamıyorum :))



Benim Afrikam filminin, kahramanları bence bu iki karakter. çok eski bir film, çoğu insan iyi kötü hikayeyi biliyor. kategorize etmek istemem ama hız ve haz çağının gençlerinin seyretmekte zorlanacakları bir film." böyle yazalım, bu yazıya denk gelen bir Z kuşağı olur, belki hırs yapar ve seyreder. merak uyandıralım 😉" şişşştt çaktırmayın, gizli bir öğretmen taktiğidir. 😁

Karen, artık evlenmek lazım deyip, kendi sosyal pozisyona denk düşecek, bir beyefendi ile mantık çerçevesinde bir evlilik yapacaktır. Evliliğin ilk anlarından itibaren aksiyonel taraf, Karen'dir. Eşi için bu evlilik, iyi bir ortaklıktır. Gerçi ortaklar bile birbirlerinin kararlarına karşı bu kadar vurdumduymaz olamazlar. Neyse geçelim bu tarafı.

 Kızımız bilmediği bir coğrafyada, ilk günün sabahı defolup giden kocanın evinde; coğrafyayı bilen herkesin, "burada kahve tarımı olmaz" derken, kaçak kocanın başlattığı kahve tarımı ile ayrıca evin ve çalışanların sorumlulukları ile kuşatılmıştır. Ama Karen pes edecek insanlardan değildir. Emeğini esirgemez, her şeyle ilgilenir, çalışır. Arada aşık olur sever sevilir ama aile olma şansına asla sahip olamaz. Hain koca ,elinden anne olma şansını almıştır. Elinde sadece aşk kalmıştır ama yetmez ki, kadın sadece sevilmek değil, sahip çıkılmak, korunmakta ister. Fıtrat böyle çünkü. Bunun eksikliği ile kıvranırken önce ecel gelir, sonra yangın. Karen için Afrika macerası bitmiştir. Tabi ki Kenya'ya gelen Karen ile giden Karen arasında büyük farklar vardır. 

Bütün hikaye boyunca. Karen'ın yanında olan ona en büyük desteği sunan, ahlak ve vefa abidesi koca yürekli abimiz bence filmdeki erkek karakterlerin onurunu kurtarmıştır. Böyle yazınca Karen bu abiyle olmalıydı demek istemiyorum, sakın yanlış anlaşılmasın. zaten bir kadınla bir erkek arasındaki ilişkinin sadece tek yönüne odaklanmak, ikisinin de insan olduğu gerçeğinden bizi uzaklaştırabiliyor. Film boyunca devam eden, işine saygılı, çalıştığı eve bağlılık ve sadakat erdemlerine sahip, düzgün bir insan profili, seyretmek güzeldi. 

Avrupalıların Kenya'da hem patron olarak ne işi var, bu konunun daha can alıcı kısmı, bugünlük o noktaya değinmeyeceğim. yoksa çok uzar mevzu.



 Seyrettiğim diğer film, Julie and Julia. Farlı zamanlarda yaşamış iki kadının içindeki gücü keşfetme, kendini bulma macerası. Sempatik bir film bakın derim.


Ocak ayı için yazarım Virginia Wolf. daha önce Kendine ait oda'yı okumuştum. Yazı dilini sevdiğim bir yazar. Varolma Anları'nı tercih etmemin sebebi çevirmenin yazısı oldu. Yazarın vefatından sonra basılmış, anılarını yazdığı bir kitap, o nedenle yazı dili farklı gelebilir demişti çevirmen. Daha önce sadece bir kitabını okuduğum için bu konuda ahkam kesmeyeceğim. İlk olarak editörün tercihi sanırım, bir anı kitabına "varolma anları" adını vermek, gerçekten çok güzel bir tercih. 

Normalde feminizm, diğer tüm izmler hakkında, hayatın tek yönüne odaklanıp, bütündeki ahengin kaybolmasına neden oluyorlar diye düşünürüm. Fakat duyusal dünya determinizmin etkisinden kolayına çıkamıyor. Yani hiçbir sonuç, nedensiz değil. Kitabın sonunda Wolf neden feminist olmasın ki diyorsunuz. 

Sevgili Ruşyena, Deniz Fenerini okuyup bize harika analiz yazısı yazmıştı. Ben henüz onu okumadım ama Ruşyena'nın analizini ve elimdeki anı kitabını okuyunca, yazarlar anılarını yayınlasa kitaplarını daha iyi anlayabiliriz fikrine kapıldım. 

Bir kaç alıntı paylaşmakta fayda var. 

"...... kafasız insanların bir doğa gücüne güvenmesi gibi biz de Stella'ya güveniyorduk; çünkü bizim için, Stella'nın gördüğü işleri görecek birinin hep bulunması son derece doğaldı." 

".... aklına yatmasa da doğru bulduğunu yapmaya çabalamadığını kim söyleyebilir? Ama iyiyi kötüden kim ayırabilir, duyguyu duygulanımdan, gerçeği yalandan?"

" Ama bizim için trajedi asıl şimdi başlıyordu; başka yaralarda da olduğu gibi acı o an için uyuşmuştu, sonradan biz hareket etmeye başladıktan sonra kendini belli etti"

Beni yalnız bırakmayan dostlara yeniden teşekkür ediyorum. Şubat ayı için yazarımız, İrvin Yalom, oyuncumuz Kate Winslet, katılmak isteyen herkesi bekleriz dostlar. 

Selametle...


23 Oca 2021

Tatilin İlk Günüdür...


Selamlar
Kayboldum, farkındayım ama üzerimde ekranlara karşı yılgınlık belirdi. Canlı dersler, üstüne Sofi başladım malum, o da mecburen video seyredilerek yapılan bir şey. öyle olunca, ekran zehirlenmesi yaşadım sanırım. :)) 

Ocak ayında her hafta bir tane Merly Streep filmi seyredeyim diye plan yapaarken, bir tane bile seyredemedim. Bu akşam inşallah bir aksilik olmazsa, "Benim Afrikam" filmine bakmayı düşünüyorum. Yazarım onu da yakın zamanda. 

Wirginia Wolf, kitaplarından anılarını yazdığı kitabı tercih ettim. Diğer kitaplarından farklı bir dili olduğunu söylüyor çevirmen. Zaten ölümünden sonra basılmış. O yüzden dikkatimi çekti. Bu hafta onu da bitirirdim diye düşünüyorum. 

Mavi Lale, bana artık her türlü isim olan kitap. Bahsetmiştim daha önce, blog açtığım dönemde okuyordum. Blog ismi denilince aklıma gelmişti. Geçen 10 küsür yıl sonra insanların bir kısmı benim soyadım zannediyor :))) 

Kendimi Yavuz Bahadıroğlu gibi hissettim böyle söyleyince. Kıymetli bir tarihçimizdi. Yeni kaybettik malum. Mekanı cennet olsun. Gerçek adı Niyazi Birinci. Kim bilir hangi, nedenle hangi ruh haliyle bu ismi seçmişti ve seçtiği o isim onu kitlelere tanıttı. Yanlış anlaşılmasın, ben adımı çok severim. Zeynep; adım olmasa kızıma koyacağım tek isim olurdu. Benim gerekçem biraz, sosyal medyada öğrencilerime ebelenmemekti. :))) 

Bu blog yazma işi de bir alem, Yazı kendi seyrini belirliyor resmen. Şu an hiç planlamadığım bir yerde çünkü :)))  


Sofi bizde bir aşktır. Örenler bilir. Her sırası sevmelik. 


En sevdiğim hali 💓


Bu da güncel halimiz. 

Sofi ile macera devam ederken, bir yandan da motif grubuyla Frida çiçekleri çalışıyoruz malum. İkinci ay, paketini de gönderdim. Sıra üçüncü ay motiflerinde. Her ay iki farklı çiçeği örüyoruz. Bu ay ilk çiçekler bitti. ikinci çiçekler henüz beklemede. 


Frida'nın çiçekleriyle de işte böyle eğleniyoruz. 

Çene operasyonlarım tamamlandı, dikişlerim alındı ama doktorum bana çok önemli bir şeyi söylemeyi unutmuş sanırım :)) Sinirlere çok yakın çalıştıkları için alt dudak ve çenemde uyuşukluk ve his kaybı devam ediyor. Bünyeye göre altı ay süren bile varmış. İlk günlere nazaran daha iyi durumda ama hala his kaybı ve uyuşukluk devam ediyor. Aklınıza geldikçe dua edin a dostlar, büyük imtihan oldu bana. sonu iyi olsun inşallah. 

Tatille ilgili henüz bir planım yok. Kızım finalleri bitirince, hem sıkıldı hem de yeni dönem için kitap alışverişi yapması lazım, o nedenle İstanbul'a gitti. Hafta içi dönecek. O gelince şöyle bir hafta memlekete Sivas'a giderim diye düşünüyorum. Onun dışında Sofi örüp, kitap okuyup, film seyredeceğim. 😍

Bitirmeden. o kadar Mavi Lale dedik, tazelenmişken, bir kaç cümle yazmadan geçmeyelim. 

"Oysa ölümdür aşka yakışan, ölümüne aşk ise ve eğer aşk sonsuzluk ise..
Hayat sonludur çünkü, ölüm sonsuz. 
Ve ezel ve ebed arasında yer alan aşk, ölümden büyüktür. Adı ölüm de olsa dirim de. Aşk varsa ölüm yok, ölüm varsa da ölüm yok zira. 💓


2 Oca 2021

Yeni Yıl Yeni Sofiyle Başlasın


 Selamlar
Yaratılmışların en ilginçlerinden biri zaman ve bizim ona yüklediğimiz anlamlar. 2020 malum bizi epey hırpaladı. Her türlü olumsuzluğu üstüne yükleyip, yolcu ettik, ömrümüzden. İnsan umut etmese yaşayamaz. O nedenle 2021'e umutlarımızı yükledik, bekliyoruz. Hepimize sağlık huzur mutluluk getirsin inşallah. 

Kasımda yarım işleri toplamaya başlayınca aklımdaki tek şey aslında yeniden sofi örmekti. Çene operasyonları, canlı dersler, bitmeyen yarım işler derken, yeni yılın ilk işi olsun dedim ve erteledim sofiyi. Yeni yıl başladıysa ekiple beraber yeni sofide başlasın. 

Dedri Uys isimli tasarımcı bir hanımın 2015 yılında paylaştığı bir mandala sofi. İpinize göre 1.20cm civarında kare bir örtüye dönüşüyor, işin sonunda. Renklerle dans, renk istemiyorum derseniz, tek renkle de muhteşem olan, örmesi tığ işi teknikleri açısından bir zirve. Tamamını örmek istemezseniz, 4 video sonunda böyle sevimli bir kırlentinizde olabiliyor. Daha önce tamamını örüp, bitirmiştim. Kızım odasında büyük bir zevkle kullanıyor. Ara ara 4 video örüp, kendime ve sevdiklerime yastık da yaptım. Beni instagramda ve burada takip edenler, sofiye olan sevgimi bilirler. 
Şimdi yeniden tamamını örmeye niyet ettim, güzel bir ekibimde var. 



Sofi örmenin en keyifli yanlarından biride renk seçmek. O kadar sürprizli sıralar var ki. Battaniye bitene kadar renkleri kurup kurup bozuyor. Sonra hatırlamak için resimler çekiyorsunuz.  Çok eğlenceli. Yeri gelmişken, hayattaki pişmanlıklarımdan birinden bahsedeyim. Benim tek çocuğum var. Bu evi alırken, 4+1 evlere hiç bakmadım o yüzden. Virginia Wolf'u daha önce okumalıymışım. Kendine ait odanın konforunu akıl etmem biraz geç oldu. :))  Çıkmadık candan umut kesilmez derler. belki olur, hem neden olmasın.:)) 





Bu halleri en sevdiğim olabilir. O nedenle her sofinin vardır böyle resmi :)) 


Dün 15 videodan ilk ikisini ördüm. kaldı 13 video Renk konusunda zihnim tam oturmadığı için bıraktım. Artık bugün devam edeceğim. 


3. video için niyetim böyle devam etmek ama henüz tam karar vermiş değilim. Bakalım yol bizi nereye götürecek. 

Bu arada Anne kızın ikinci kitabını bitirdim. Dediğim gibi, birinci kitap daha etkileyiciydi ama ikinci de kötü değildi. Yine kendimden bir şeyler bulup, güzel cümleler okudum. Malum 2021 için yaptığım planda bu aya Virginia Wolf var okuma kategorisinde. Niyetim Anne'den üçüncü kitabı bitirmek, yarım olan Mavi Lale'yi tamamlamak ve okuyabildiğim kadar Virginia Wolf okumak. Bu süreçte birazda kilo verirsem harika olur tabi. :))
Selametle...