Pages

20 Şub 2024

20 Şubat 2024


Selamlar
Duygusal yorgunluğa en iyi ne gelir. Hayatın düşünmeye fırsat vermeyecek kadar hızlı akması. En güvendiğim iki cepheden de yenilgi almış komutan gibi hissediyorum kendimi. Toparlanmak için yoğunluk şart.
Paylaşım yapmaya en yakın tarihten başlayayım dedim. Okuldaki okuma grubumla Tarık Tufan okumaya devam ediyoruz. Motif grubundan birinin hediyesi ama şu an emin değilim. Nilgün olmalı. Yıllardır bende. Vakti gelmiş. Gençlerle okuduk. Yine kalbe dokunan yazılardı. 

"Asalet, düşmanın geleceği gece, onun yatağına girip, yorganı üstüne çekmektir" 
Cümledeki asalete vuruldum resmen. 

Descartes ile ilgili verdiği örnek çok dikkat çekiciydi. Kraliçeye felsefe dersi vermesi için saraya davet ediliyor. Dersler sırasında kraliçe çırılçıplak yatakta uzanıyor ve pirelerini öldürüyor biri. Çok üzüldüm. Alime verilen kıymet de bir kültür işte. 


Bugünlerde you tube bana eşlik etmeye başladı. Knit whit me videolarını keşfettim. Epipa isminde bir sayfa keşfettim. Videolar için seçtiği müzik, ambians hoşuma gitti. 30 dakika hiçbir şeyle meşgul olmadan örüyorum hatunla.:) 
Haruni şal örmek benim için artık bir yaşam felsefesi haline geldi :) 


Son paylaşımımda başladığım kitap da, örgü de bitti. Hatta eldiven yerine ulaştı bile. Sevgili Neslihan iyi günlerde kullansın. 
Kitap sempatik bir yılbaşı filmi seyretmek gibiydi. Gergin başladı, mutlu bitti. 


Bitenlerden biri de krem rengi Haruni Şal. Fakat yerine gidemedi henüz. Saz arkadaşlarını bekliyor :) İnşallah bu hafta o da yolcu. 

Yoğunluk iyidir dedim ya. Hesapta olmayan bir kitap girdi araya. Şermin Yaşar'ın ilk romanı. Bence uzun bir hikaye olmuş Kötü anlamda söylemedim ama kalemin hikayeci yönü ağır basıyor. Bir ailenin iki gününü anlatan bir hikaye. 
Kapak, ticari bir zeka ürünü olarak, içerik hakkında insana bilgi veriyor esasında. Pencereler açılmış ve hangi pencereden baktığına göre değişen doğru ve yanlışlar var. Herkesin kendi açısından haklı olduğu yönler var. Fakat bazı karakterler gerçekten alçak. Affedemediğim tipler var karakterlerin arasında. Okuyun derim. Seversiniz.


Şimdi de yarımlardan söz etmek lazım. Yeni bir Haruni yolda. Bu defa gerçekten yolda. İpi bitti. Taaaa Eskişehir'den geliyor :) 


Haruni şalın yerine gitmesi için paket içeriğine hız ve yön vermek lazım sanırım. Dikişsiz bere ile yola devam 


Yapraklı bere bir hanım kız için. Yine paket içeriğinden.


Paketin gecikme nedeni bu tulum aslında. Net ortamında şimdiden bu kadar açık söylemeyeceğim. Görme, duyma sorunu yaşanır, sürprizi kaçırabiliriz. :) İlk defa tulum örüyorum bu arada hatırlayalım istedim :) 


Yoldaki mühendis, yol arkadaşım Çiğdem'in hediyesi. Yeni başladım ama durup, tefekkür etmeden, aman Yarabbim demeden devam etmek güç. 
Şimdilik bu kadar. Selametle....

2 Şub 2024

Bugünlerde....


Selamlar
Bizim grupla her ay ortak bir kitap okuyup, dijital platformları kullanarak, buluşmaya ve sohbet etmeye karar verdik. İlk ayın kitabı; Nazlı Eray'dan, Ömür Uzatma Kahvehanesi. Özge'nin tercihi. Hatta benim için Özge'nin hediyesi. Tatilin ilk haftası ekipten arkadaşlarla bir araya gelmişken, Şehir Kütüphanesinde ortak kitabımızın da bir fotosu olsun istedik. 

Kitapta postmodern anlatının doruklarında gezen hikayeler vardı. Sembolik anlatılar ve derdini metaforlarla anlatan hikayelerin üzerine zoom programının izin verdiği sürede keyifli bir söyleşi yaptık. İlk toplantı olmasına rağmen verimli ve güzel geçti. 


Autumn Sweater. Bir Drop Desenger modeli. Ücretsiz bir tarif. Sevgili Şule Hanım atölye çalışması yaptı. Ben normalde kime öreceğimi bilmeden dahil oldum. Sırf bu atölyelerin nasıl işlediğini görmek için. Sonrada eşimin doğum günü için örmeye karar verdim. Beden hesaplamaları konusunda epeyse bilgi edindim. Özellikle bitirme sırası ile ilgili de farklı teknikler öğretti Şule Hanım ama ben biraz bildiğimi okumayı tercih ettim. :) O videoları da deneyeceğim başka çalışmalarımda 


Sırça Fanus, sevgili Buket'in geçen yıl gönderdiği yılbaşı hediyelerinden biriydi. Gülkız Hoca, okuma grubu ile söyleşi yapacağım deyince, fırsat bu fırsat dedim ve başladım okumaya. Bir kadın okuması. Feminizm üzerinden tartışıldı. 
Bu konuda benim fikrim; kadın ve erkeğin rakip olduğu değil de ekip olduğu hayatın mutluluk üretebileceğini düşünüyorum. Ekip arkadaşı olunca kimse yaptığı fedakarlığın boşa gittiğini düşünmez. Ya da eşler birbirine destek olunca bunu başına kakmak ihtiyacı hissetmez. Eşin kendini kötü hissetmesine, eksik hissetmesine neden olmaz. Ekip olduğu bilinci ile hareket eder. Mutluluğun başka yolu yok bence. Şahsi kanaatim, insan aklının ürettiği hiçbir izm, insanın yarasına merhem olamaz. Ben, evrensel yasanın insan üstü bir aklın ürünü olduğuna inanmışımdır. İnsan bu akla uyduğu sürece mutludur bence. 


Kocaya kazağın beden örgüsü kolay olmuyor elbette. Bütün kazak parçalara bölünmeden, bir bütün şekilde örülünce ilmek sayısını şişlere dağıtmak kolay değil. Böyle ilmek tutuculara ihtiyaç oluyor. Hobi malzemelerinin geldiği nokta gerçekten bir harika. Şu sevimliliğe bakar mısınız. :)


Roba renkleri aslında hiç planladığım gibi olmadı. Ama bu tarz kazaklarda ilk denemem. daha sistematik olmayı öğreneceğimdir. :)


Bu seneki yıl başı hediyelerimden biri de bu sevimli kitaptı. İlk ay bitmeden okuyup bitirmek istedim. Sevgili Hatice'ye çok teşekkür ederim. Sevimli bir aile filmi seyretmek gibiydi. Ya da Netflix'de noel filmi seyretmek gibi. :) 


Netflix denilince yazmadan geçemeyeceğim bir film seyrettim. Julia Robets hayranlığım malum. Son filmi bahsi geçen dijital platforma geleli epey olmuştu ama ben yoğun olunca seyredememiştim. Tatil bitmeden seyredeyim dedim. Çok sarsıcı bir film. Üzerine çok şey yazılıp çizilebilir ama bence önce seyredin. 
Siyahi insanların kendi evinde alt kata inmek zorunda kalmaları detayı dikkat çekiciydi. Ayrıca dijital platformda yayınlanan bir film olmasına rağmen dijital platformların insanın gerçeklik algısına verdiği zararı da açık şekilde ortaya koyuyordu. Denize girdikleri sahile gemi çarpan, ölümden dönen aile bireylerinin, özellikle de çocukların verdiği tepki, "hiçbir şey olmamış" gibi hayatlarına geri dönmeleri sorgulanıyordu. Ayrıca, ailesi zor durumdayken, her şey alt üst olma tehlikesi içindeyken, evin küçük kızının bulduğu evde abur cubur tüketmesi... Kaybolduğu için ailesinin endişelendiğini bildiği halde hatta en son dışardan annesinin ona seslendiğini duyduğunda bile, yarım kalan dizisini seyretmeyi  tercih etmesi, annesine cevap verme ihtiyacı bile duymaması beni çok ürküttü. 
Sosyal medyaların, dijital platformların, yönlendirmesine karşı bu kadar savunmasız mıyız? Çok korkutucu değil mi? Siz ne dersiniz?
Selametle....