Pages

4 Eki 2021

04.10.2021


Selamlar
Geldi 4. gün efendim. Bugünün konusu, en son mezun olduğumuz okul. 
Ben, Cumhuriyet Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Sosyoloji Bölümü mezunuyum. 1993 yılında girdim fakülteye. 1997 de mezun oldum. 

Yukardaki foto, sanırım 3. sınıftaydık, Özlem çekmişti. Deli kız, sanki şimdiki gibi digital makinalar varmış gibi, pozlu makinayla çekti fotoyu. Koridorda ona doğru yürüyorum, "dur orada" dedi. Yüzüm gözüm belli değil, bildiğin fluu. Telefonla çektiğim için değil, orijinalinde de yüzüm gözüm görünmüyor 😂 Benim için çok özel bir foto. Ayağının, bacağının, içtiği çayın, kahvenin fotosunu çeken nesil anlamaz. Arkadaşım bu fluu fotoğraf için, makinasındaki 30 pozdan birini harcamıştır. Bazen o filmlerden 33 poz çekilirdi de, bayram havası olurdu, diyeyim siz kıymetini tahmin edin :)) 


Kul kurar, kader gülermiş ya. Benimki de o hesap. Edebiyat ya da Tarih okumak isterken, hiç aklımda olmayan Sosyoloji okudum ben. Bizim sınava girdiğimiz sene, tercihler ÖYS sınavından önce yapılır, sınav evrakı ile teslim edilirdi. Yani aldığın puana göre tercih yapmak diye bir şey büyük lükstü. Kendini iyi bilmek, yeteneklerini, yeterliliklerini iyi tahlil etmek, bizim için hayati önemdeydi. 
Bizde öğretmenimle bir tercih listesi yaptık tabi. Digital tercihler zaten, bilim kurgu filmleri senaryosu gibi bir şey, hayalini bile kuramayız o vakitler. Tercih ettiğimiz bölümleri optik okuyucuya kodlamak lazımdı. Aynı üniversitenin farklı bölümlerin son iki rakamı farklıydı. Hocam da bende kırk kere kontrol ettiğimiz halde, edebiyat yazıyoruz diye üçüncü sıraya sosyolojiyi kodlamışız. Edebiyat beklerken, geldi mi bana sosyoloji 😋 Biz şok tabi. 

Fen edebiyat mezunuyum ama bize ikinci sınıftan itibaren, eğitim dersleri verildi. Felsefe grubu öğretmenliği de yapabilecek yeterlilikte mezun oldum yani. Şimdi ki çift ana dal gibi. .  Fotoğraf, sınıftaki öğretmenlik provalarımızdan birinden. Bugün gibi hatırlıyorum, klasik koşullanma ve edimsel koşullanmayı, Pavlov ve Skinner'in yaptıkları deneyleri, bu iki öğrenme biçiminin farklarını anlatıyordum :)) 


Başlangıçta çok hayal ettiğim bir bölüm olmadığı için, şaşırıp bocaladım ama mezun olduğumda, Allah'ın, benim için iyi olanı, benden daha iyi bildiğine, ona teslim olduğumda hep iyiye ve güzele gittiğime yeniden iman ettim. Hem okul hayatında hem çalışma döneminde, bana çok şey katan bir alan oldu. 
Yarın görüşmek üzere, selametle...







 

8 yorum:

Yüreğimin İklimi dedi ki...

Eski fotolar hep böyle ne yazık ki ama çok kıymetli. Memlekette iken bol bol fotoğraf çekmiştim. Oradan ayrılmadan amcam vefat etmişti. Dönüşte o tab ettirdiğim fotolar bizim için çok önemli idi dört gözle beklemiştik onları, o da vardı fotolarda. Şimdi o heyecanları duyamıyoruz maalesef..

duygu özkan dedi ki...

Bazen beklediğimiz olmuyor. Kötü sanıyoruz sonu güzel bitiyor, iyi sanıyoruz kötü bitiyor. Hayırlısı diyelim. :)
Eskiden çoğu şeye ulaşmak zordu. Şimdi imkan var, kıymet veren yok.

deeptone dedi ki...

ne güzel, anıları okumak en keyiflisi oluyor, arada bir okul yıllarını da anlat yaaa :)

pelinpembesi dedi ki...

Şimdi okuduğun bölümden mezun olanlar hep açıkta. Hele öğretmen olabilen
hiç yok. Bizim sülalede 2 genç var oradan biliyorum. Bir de sanat tarihi
var onda da çok zor. Zaten artık öğretmen olmak öyle zorlaştı ki. mülakattı, kps falan gençlerin işi zor. Ben Gazi'den temmuz başı mezun oldum eylülde sınavsız öğretmen oldum. Farkında değildik o zamanlar, meğer ne şanslıymışız

mavilale dedi ki...

Sevgili Özlem, birilerini kaybettiğin zaman fotoğraflar, çok daha kıymetli oluyor. Ahirete göçen tüm sevdiklerimize Allah rahmet eylesin

mavilale dedi ki...

sevgili Duygu, teslimiyet orada devreye giriyor işte. Allah o anlarda, kendisinin, senin hakkındaki taktirine nasıl tepki verdiğine bakıyor. kulum teslim mi bana. teslim olduysan yüce yaradana korkma artık. derler ya işiniz Allaha kaldıysa korkmayın diye. o hesap.

mavilale dedi ki...

teşekkür ederim deep. bazı vesileler çağırıyor hatırları. gelsin desem öyle gelmez aklıma :)))

mavilale dedi ki...

Buketciğim, benim atandığım dönemde, mühendisler bile öğretmen olmuştu. çok fazla açık vardı.
Kpss ye bende girmedim. o nedenle kendimi şanslı sayarım bende. 4 yıl boyunca çok başka bir çalışma ve okuma alışkanlığı kazandıktan sonra, test çözme mantığına dönmek çok zor.
Allah gençlerimize hayırlı bereketli kazançlar, mutlu olacakları işler nasip etsin inşallah. Ama hem vatandaş bazında hem devlet bazında plansız, gelişine yaşıyoruz. sonrada çok fazla hayal kırıklığı yaşıyoruz gibi.