Selamlar
Meydan okumanın ikinci günü geldi bile. İlk gün çok güzel geçti. Yeni arkadaşlarla tanıştım. Alışveriş için dışarı çıkmam gerekti. O nedenle hepsini gönlümce gezemedim. Ama yazıları gerçekten çok samimi ve özeldi. İnsan micro kosmos yani küçük evren. Her bir insan teki o nedenle özel ve tanımaya değer. Yeni tanıdığım herkes, hoşgeldiniz hayatıma. Umarım güzel zamanlar geçiririz.
Yeni günün, yeni konusu ev eksenli.
Bu ara Anne with an E, seyrediyoruz. Seyredenler bilir, kızıl saçlı, çilli, sevimli bir kız Anne. Çok gelişmiş bir hayalgücü var. En sıradan durumu bile, olağan üstü hale getirebilecek, kelimeleri vardır onun. Çoşkusu, merakı ve sempatik halleriyle insanı kuşatan bir enerjisi var. O çok gelişmiş kelime dağarcığına rağmen ilk bölümde, "Ev!! Ne muhteşem bir kelime" dedi ve beni tavladı. :))
Bu ara herkes sıkıldı belki ama ev hakikaten muhteşem bir kelime. "Bir yere ait olma." Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisinde, ilk üçte yer alıyor. Kişiler, evlerinde kendilerini güvende hisseder. bu açıdan bakınca ikinci sırada bile kabul edebiliriz.
Kadın, erkek hiç fark etmez, evde olma duygusu insanı rahatlatır, mutlu eder. Hayat beni her yorduğunda, kendimi evimde hayal ederim. Evim benim, güvenli limanım.
Bir evin çocuğu değil, annesi olduğunuzda evin her yeri aslında sizi yansıtır. Çünkü evin tüm kıyı köşesi sizin elinizden geçer. Dokunmadığınız, temas etmediğiniz yeri yoktur. Bir anne için ev, yöneticisi olduğu bir ülke gibidir. Güçlü ve zayıf yönlerini bilir evin. Eve ne lazım bilir. Ne değişmeli, nasıl değişmeli bilir. Kısacası, dip köşe ev anneden sorulur. Bizim evde de öyle. Ama evde benim en çok vakit geçirdiğim, olmaktan mutlu olduğum yerler, balkonum ve mutfağım.
Bu eve taşınalı 5 yılı geçti. Daha önceki evimde balkonum çok küçüktü. Bu da çok büyük sayılmaz ama bana yetiyor. Burada vakit geçirmek, Kitap okumak, örgü örmek başka bir keyif. Fotoğrafta tamamını çekebileceğim açıyı yakalamam imkansızdı. Sol köşede, çay ve kahve makinalarımın olduğu küçük bir tezgah var. balkonum L tipi, sağ köşede çiçeklerimin olduğu, dar uzun bir kısım daha var.
Şubat sonu, mart başı gibi benim balkon günlerim başlar. öğleden sonra güneş alıyor. o nedenle sabahları daha yoğun çıkarım. Özellikle bahar aylarında bana gelen misafirler bile, balkonu tercih eder kahve içmek için. Çok farklı ve güzel bir enerjisi vardır.
Bu minderler, takımı ilk aldığımızda üstünde olan minderlerdi. O zamanda pek sevememiştim ama sırf minderler için takımdan vazgeçmek istemedim. Nasılsa değiştiririm diye düşündüm. Bir şeyin kullanım ömrü bitmeden değiştirmek bana şımarıklık gibi geliyor. O yüzden biraz bekledim. Tam mart geldi, balkon zamanı, bu sene minderleri değiştireyim, ördüğüm yastıklarla yeniden dekore edeyim dedim, salgına denk geldik. Evren bu minderlerle devam etmemi istiyor sanırım :)))
Ama hiç şansı yok, ömrüm olursa ilk fırsatta değiştireceğim. o zamanda çekerim bir foto:))
Evde vakit geçirmekten zevk aldığım ikinci yer, işte bu kısım. O masada oturup, ders konularımı hazırlarım, yazılılarımı okurum. Bilgisayar destekli, bir model örüyorsam, mutlaka bu masada otururum. Aynı zamanda çekirdek ailemle kullandığımız yemek masamız. Çok fonksiyonludur kendileri :) Ayrıca dekoratif anlamda mutfak dolaplarıyla uyumunu seviyorum. Kızımın tercihiydi. Hep iyi ki almışız dedik. Hepimiz çok seviyoruz, o masayı.
Mutfak, her zaman benim en sevdiğim kısımdır. Sadece bu evde değil, daha öncede yaşadığım tüm evlerde mutfakta vakit geçirmeyi seviyordum. Zaten yemek yapmayı çok severim. Ama bu pasta börek anlamında değil. tencere yemeği yapmayı çok severim. Pasta börekte severim tabi, hem yapmasını hem yemesini :)) Yinede tercihim, ilginç ana yemekler ve çorbalar denemektir. Mesela aranızda mutlaka bilenler ve yapanlar vardır ama benim annem patates çorbası yapmazdı. İlgim ve merakım sonucu keşfettim. Şimdi çok sevdiklerimiz arasında.
Ben mutfaktan çıkmayınca ev halkı da benimle beraber, mutfakta vakit geçirir genelde. Diğer evlerde yazık, sandalye tepesinde tünerlerdi. :))) Bu evde mutfak oturma odasının içinde, Öyle olunca sandalye mahkumiyeti bitti bizimkilerin. Geçen paylaşmıştım hatta. Küçük bir değişiklik yapmıştık o nedenle. Yine paylaşayım. Çünkü o kısım olmadan en sevdiğim bölüm sorusuna cevabım eksik kalır.
İşte, bizim ailecek en çok vakit geçirdiğimiz yaşam alanımız. görünmeyen açıda küçük bir kitaplığım var. Okumayı planladıklarımı buraya gözümün önüne getiriyorum. Ohh miss :)))
Hayat okyanusunda kulaç atmaktan yorulunca, sığındığımız ada gibi. Bizi sarıp sarmalayıp, dinlendirip, yeni güne gönderiyor. :)
Allahım, herkesin yuvasına huzur iklimi nasip etsin.
Yarın görüşürüz canlar. Selametle...
24 yorum:
Ayy sanki sabah kahvesine evine gelmiş gibi oldum, önce gezdim gördüğüm yerleri ve sonra oturup balkonda "havalı minderlerini" bekleyen takımların teklisine, seni dinledim :)
Ev konusunda anlattığın her şeyi çok sevdim, evi bu şekilde görenleri çok seviyorum zaten, bir ev sevdalısı olduğum için.
Balkon sezonu açıldı artık, sen orada kahveye geçtikçe çağır beni, gelirim muhabbet etmeye :)
çok teşekkür ederim ilkay. insanın sevdikleri yanındaysa çadır bile çok kıymetli oluyor. evi yuva yapan ailen. ev o yüzden değerli. sevgiler.
selam adaş, çok havalı olur mu bilmem ama düz bej, krem arası bir renk olacak minderler. beklerim kahveye :)) sevgiler
Ferah ferah... sevdiğim tonlar, renkler... iç açıcı... Güzel ailenle sağlıkla, huzurla yaşa, güzel yuvanda Zeynepcim.
Ahh Anne. Ne güzel ne tatlı bir kız. İnsanı izlerken çok derinlere götüren harika bir dizi. balkonunuza bayıldım bu arada güle güle huzurla oturun :)
Evini çok hoş. Güle güle oturun. Balkona da bayıldım. Hep böyle bir balkon hayal etmiştim. İnsanın koca gün oturası geliyor
Çok keyifli bir evin var Zeynepcim, her köşesi ayrı. Boşver çok takılma mindere falan orada geçireceğin verimli ve keyifli saatlerin çok olsun :)
Güzel dekorasyona sahip, özellikle de balkonu anlatışınızı çok sevdim.
ilk fotideki köşede oturup çay çekirdekle dizi oh ne güzel oluur :)
teşekkür ederim ruşyena , senin evden fotoğraflarına da ben bayılıyorum. hele o teras ve manzarası çok güzel. ağız tadıyla sağlıkla oturalım inşallah evlerimizde. sevgiler
teşekkür ederim hanife ertaş, anne ilk sezonu daha çok beğendim sanki. ikinci sezon çok fazla yönlendirilmiş ve doğal durmuyor. ama anne hala çok tatlı. sevgiler
teşekkür ederim şevvalcim daha iyisi daha güzeli senin olsun inşallah. sevgiler
teşekkür ederim deryacım. ben daha düz bir renk hayal ettim hep. o yüzden beni biraz yoruyor. ama tabi ki yinede çok seviyorum orayı. oturunca minderi görmüyorum hem :)))) sevgiler.
bir başka gezgin çok teşekkür ederim. selamlar :)
sevgili deep, kop gel tatlım bekliyorum :))) sevgiler
Balkonunuz çok güzelmiş çok iç açıcı bizim balkonumuz çok küçük keşke biraz daha büyük olsaydı aslında çok güzel gün ışığı alıyor ve manzarası da çok güzel :( Küçükken okulda hep yatağımda yattığımı hayal ederdim :) İnsanın evi gibisi yok gerçekten bildiğin huzur bulduğun bir yer...Sevgiler :)
Anne! Nefis bir diziydi. Bir solukta bitirmiştim.
Artık balkonlar sadece binaları görüyor ne yazık ki. Ama yine de ufak bi kaçamak oluyor dört duvar arasından :)
Balkona bayıldım,keyifle oturun:)))))
teşekkür ederim gizem, daha iyisi daha genişi sizin olsun inşallah. bende uzun yıllar küçük balkonlu bir evde oturdum. bu da çok büyük değil ama yetiyor. :) sevgiler
sevgili Ayşenur, anne'nin son sezonuna başladık bugün. ilk sezon daha güzeldi. ikinci sezonda popüler konularda taraf olacağım diye zorlama ve yönlendirme var sanki dizide. ama Anne ve ailesi, ayrıca kasaba çok çok güzel. bayılarak seyrediyoruz. kendi ailesini arama kararı aldı bizim kız bakalım neler olacak.
teşekkür ederim Fatma, sevgiler :))
Anne with an E ye ben de başladım :) Çok tatlı değil mi ? Hayalgücünü sevdiğim diyorum her seferinde :)
Evin annesi olma hali çok hoşuma gitti <3 Mutfakta hep birlikte olma hissi en çok sevdiğim. Ailecek huzurunuz, keyfiniz bol olsun <3
Anne çılgın hatun. son sezona geldik biz.
evin annesi olmak bazen zor ve yorucu ama her zaman çok güzel. sanada nasip etsin inşallah. bizde sevelim buradan miniği :)))
Benim evi bugün yazacağım ama senin evde en sevdiğim köşe balkon :))
Yorum Gönder