şimdi üzerinden güneş geçen aydınlık bir duvara
parmağımın ucuyla
bir Z çizdim, ben: Yusuf
yanına bir Ü, sonra bir L
sonra E, sonra Y ve HA
ZÜLEYHA
merhaba
.....
bir nar çiçeğine yürüdüm mevsimler boyu
bir çöl yorgunluğu çöktü üstüme
bir vaha sekinesi indi kalbime
kuyunun dibindeyim kervanlar bulsun istemem
gömleğim kanlar içinde
köle pazarlarında satıldım ya
sensiz geçer akçem yok aşk mezadında
ah benim devletim, ah benim ülkem
benim ömrüm
merhaba
ben, Yûsuf,sınanmış bir kalbin sahibiyim
şöyle buyur, bu kalp senin efendim
şimdi ben, Yûsuf, tut ki Mısır'a azizim, efendiyim
boynumdaki künyede hâlâ vasfım yazılı: Züleyha'ya köleyim
.................
okurken hiç bitmesin diye dua ettiğim bir kitap, insanı alıp götürüyor . yusuf peygamber ve züleyha kıssasına çok farklı bir bakış açısı ve anlatım katıyor. kendinize bir iyilik yapıp bu kitabı edinin ve kendinizi cümlelere bırakın nazan bekiroğlu hoca herkesin mutlaka duyduğu, bildiği bir hikayeden nasıl bir şaheser çıkardığını size göstersin....
26 Nis 2010
24 Nis 2010
zincir şal bitti
zincir şalı nihayet bitirdim çok zevkli ve kolay örülüyor ama benim ip bitti
almaya gidecek zamanım olmayınca böyle uzadı. kutsev hanıma yeniden çok teşekkür ederim
yapmak isteyenler için yeniden linki veriyorum http://sevkut.blogspot.com/search/label/Sallar
almaya gidecek zamanım olmayınca böyle uzadı. kutsev hanıma yeniden çok teşekkür ederim
yapmak isteyenler için yeniden linki veriyorum http://sevkut.blogspot.com/search/label/Sallar
15 Nis 2010
ışıltılı ipten etol
severek kullandığım bir etole geldi sıra
istediğiniz iple (model alırken benim evde bu ipten vardı, o nedenle ışıltılı iple yaptım. normal iplerle daha spor durabilir) 100 ilmek atıyorsunuz.
1. sıra: sıra sonuna kadar haroşa ör.
2. sıra sıra sonuna kadar haroşa ör.
3. sıra: 50 ilmek haroşa ör. geri dön.
4. sıra: 50 ilmek haroşa ör.
5 .sıra: sıra sonuna kadar haroşa ör.
6. sıra: sıra sonuna kadar haroşa ör.
7. ve 8. sırada 3. ve4. sırayı tekrar et.
işlemleri tekrar ederek omuz çevresini saracak kadar örün.
ardından örgünün dar kısmının yarısını yaka için bırakın ve geri kalan kısmı tamamen dikin
diktiğiniz bölüme istediğiniz sayıda ve şekilde düğme dikin
etolümüz hazır güle güle kullanın :))
istediğiniz iple (model alırken benim evde bu ipten vardı, o nedenle ışıltılı iple yaptım. normal iplerle daha spor durabilir) 100 ilmek atıyorsunuz.
1. sıra: sıra sonuna kadar haroşa ör.
2. sıra sıra sonuna kadar haroşa ör.
3. sıra: 50 ilmek haroşa ör. geri dön.
4. sıra: 50 ilmek haroşa ör.
5 .sıra: sıra sonuna kadar haroşa ör.
6. sıra: sıra sonuna kadar haroşa ör.
7. ve 8. sırada 3. ve4. sırayı tekrar et.
işlemleri tekrar ederek omuz çevresini saracak kadar örün.
ardından örgünün dar kısmının yarısını yaka için bırakın ve geri kalan kısmı tamamen dikin
diktiğiniz bölüme istediğiniz sayıda ve şekilde düğme dikin
etolümüz hazır güle güle kullanın :))
kirpi ipten etol
pek çok yerde görülen bir etol
farklı olarak aralarında kelebek ipten kullanmadım
benim etol kirpi iple 200 ilmek başlanıyor 5 numara şişle 5 parmak kalınlığında örülüyor
ardından 2,5 numara şişle nako rekorla iki sıra haroşa örülüyor bu sırada 7 ilmekte bir artırma işlemi yapılıyor
sonra 5 numara ile kirpi ipe geçiliyor 5 parmak kalınlığında öüp tekrar 2,5 numara ile nako rekora geçiliyor, budefa 8 ilmekte bir artılıyor sonra işlemler devam ediyor
nako rekora geçilince bu defa 9 ilmekte bir artılıyor
tekrarında 10 ilmekte bir artılıyor
kirpi ipe geçip 5 parmak örülüp kesiliyor
sonra örgünün dar kısmından büzdürerek 20 ilmek çıkarıyoruz bir tarafını normal örüp istediğiniz uzunlukta yapıp ilmekleri kesiyoruz
diğer tarafını bebek atkılarında
içinden geçmeli bir bölüm yaparız tıpkı onun gibi ilmekleri ikiye ayırıp içinden geçecek bölümü yapıyoruz
diğer tarafın uzunluğuna gelince ilmekleri kesiyoruz
etolümüz tamam
sonrada umarım iyi günlerde kullanıyoruz:))
farklı olarak aralarında kelebek ipten kullanmadım
benim etol kirpi iple 200 ilmek başlanıyor 5 numara şişle 5 parmak kalınlığında örülüyor
ardından 2,5 numara şişle nako rekorla iki sıra haroşa örülüyor bu sırada 7 ilmekte bir artırma işlemi yapılıyor
sonra 5 numara ile kirpi ipe geçiliyor 5 parmak kalınlığında öüp tekrar 2,5 numara ile nako rekora geçiliyor, budefa 8 ilmekte bir artılıyor sonra işlemler devam ediyor
nako rekora geçilince bu defa 9 ilmekte bir artılıyor
tekrarında 10 ilmekte bir artılıyor
kirpi ipe geçip 5 parmak örülüp kesiliyor
sonra örgünün dar kısmından büzdürerek 20 ilmek çıkarıyoruz bir tarafını normal örüp istediğiniz uzunlukta yapıp ilmekleri kesiyoruz
diğer tarafını bebek atkılarında
içinden geçmeli bir bölüm yaparız tıpkı onun gibi ilmekleri ikiye ayırıp içinden geçecek bölümü yapıyoruz
diğer tarafın uzunluğuna gelince ilmekleri kesiyoruz
etolümüz tamam
sonrada umarım iyi günlerde kullanıyoruz:))
9 Nis 2010
7 Nis 2010
dünyanın her yerindeki savaş maduru çocuklar için ama ille de filistinli çocuklar için
Bir varmış, üç yokmuş..
Kimse savaşın çocuğunu duymuyormuş.
Çünkü savaşın çocuğu sessizce ağlıyormuş
Hüznün beslediği minik kalbinde büyük bir hayal kırıklığı taşıyormuş..
Oysa o hep anlatılan masallara inanmış.
Meğer hepsi yalanmış...
Duyduğu masallarda çocuklar hep güneşle saklambaç oynarlarmış.
Çocuklar ebe olur, güneş bulutların ardına saklanır fakat eşsiz ışıltısıyla kendini hep ele verir, çocuklar tarafından yakalanırmış.
Ve güneşin ışıltısıyla aydınlanan her çocuk "Gördük seni güneş, sobe!" dermiş.
Savaşın çocuğu hep onlara imrenmiş.
Oysa savaşın çocuğu hep yağmur katreleriyle kör-ebe oynarmış..
Sonra bulutlarla beraber ağlarmış..
Haa.. Bir de masallarda çikolatadan evler varmış.
Bu evlerin çatısı şekerden, pencereleri dondurmadanmış..
Oysa savaşın çocuğu taştan bir eve dahi hasret bırakılmış.
Üstelik masalların sonunda gökten hep üç elma düşermiş.
Biri sevginin başına, biri mutluluğun başına,
biri de sevgiyle beslenen mutlu çocukların başına isabet edermiş.
Oysa savaşın çocuğuna her günün sonunda gökten üç bomba düşmüş.
Biri babasına, biri annesine, biri de Filistin'e isabet etmiş.
Savaşın çocuğu ağlamış, dua etmiş.
O hiç bir zaman üç elma istememiş..
"Üç bomba düşsün" demiş."Üç bomba düşsün Ya Rabb..
Biri hüznün başına, biri zulmün başına,
Biri de zalimin başına isabet etsin bu defa."
Kimse savaşın çocuğunu duymuyormuş.
Çünkü savaşın çocuğu sessizce ağlıyormuş
Hüznün beslediği minik kalbinde büyük bir hayal kırıklığı taşıyormuş..
Oysa o hep anlatılan masallara inanmış.
Meğer hepsi yalanmış...
Duyduğu masallarda çocuklar hep güneşle saklambaç oynarlarmış.
Çocuklar ebe olur, güneş bulutların ardına saklanır fakat eşsiz ışıltısıyla kendini hep ele verir, çocuklar tarafından yakalanırmış.
Ve güneşin ışıltısıyla aydınlanan her çocuk "Gördük seni güneş, sobe!" dermiş.
Savaşın çocuğu hep onlara imrenmiş.
Oysa savaşın çocuğu hep yağmur katreleriyle kör-ebe oynarmış..
Sonra bulutlarla beraber ağlarmış..
Haa.. Bir de masallarda çikolatadan evler varmış.
Bu evlerin çatısı şekerden, pencereleri dondurmadanmış..
Oysa savaşın çocuğu taştan bir eve dahi hasret bırakılmış.
Üstelik masalların sonunda gökten hep üç elma düşermiş.
Biri sevginin başına, biri mutluluğun başına,
biri de sevgiyle beslenen mutlu çocukların başına isabet edermiş.
Oysa savaşın çocuğuna her günün sonunda gökten üç bomba düşmüş.
Biri babasına, biri annesine, biri de Filistin'e isabet etmiş.
Savaşın çocuğu ağlamış, dua etmiş.
O hiç bir zaman üç elma istememiş..
"Üç bomba düşsün" demiş."Üç bomba düşsün Ya Rabb..
Biri hüznün başına, biri zulmün başına,
Biri de zalimin başına isabet etsin bu defa."
6 Nis 2010
kızımın pançosu
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)