Selamlar
Kurban Bayramımız mübarek olsun dostlar. Kurban Bayramı'nda memlekete ikinci gün gidebiliyoruz. Malum kurban ibadeti. zaman alan bir ibadet. Şehirde oturunca mecburen sırayla yapılan bir ibadet aynı zamanda. Biraz hastayım. Havalardaki değişkenlik beni olumsuz etkiledi sanırım. O nedenle kurban kesim yerine eşim ve kızım gittiler. Ben de evde yalnız olunca Geçen haftanın etkinliğini bloğa yazayım istedim.
Evet, kızım geldi. Geçen bayram gelemediler ama çok şükür bu bayram annem de kardeşim de kızım da gelebildiler. Yarın Sivas'a gideceğiz. Kurban eti evi gelip, payları ayarladıktan sonra hazırlanacağız.
Eşim emekli olduğu için onun maaşı her ayın ilk günü. Bu ay pazar gününe denk gelince maaş, hadi pazar kahvaltısını dışarda yapalım dedik. Talas'ta benim sevdiğim mekanlardan biri olan Erguvan Kafe'ye gittik. Kahvaltıdan sonra da Yaman Dede Cami'sine neden gitmiyoruz dedik.
Tablakaya Mahallesi, Talas'ta eskiden Rumların ikamet ettiği bir mahalle. Eski Rum Evleri var mahallede. Bu da onlardan birinin kapısı.
Yaman Dede, mahallenin esnaflarından Yuvan Efendi'nin oğlu. Rum bir ailenin çocuğu. asıl ismi Diyamandi. Aile, Talas'tan Kastamonu'ya taşınır ve genç Diyamandi liseyi orada okur. Lisede Arapça ve Farsça derslerindeki başarılarından dolayı Yamandi Molla diye ünlenir :)
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olan Yaman Dede, Farsça 'ya olan ilgisi ve hakimiyeti sayesinde Mesnevi ile tanıştırır. Mevlana'nın beyitlerinden çok etkilenir. Süreçte kalbi İslam'a ısınır. Tüm ailesinden gizleyerek müslüman olur. Kendi deyimi ile 40 yıl ya iftarsız ya sahursuz oruç tutar. Ne kızı ne eşi bilmiyordur Müslüman olduğunu. Bir gün dayanamayıp, itiraf eder ve kıyamet kopar. Kilise ültümaton verir. Ya eşinden ayrılacaktır ya da yeniden Hristiyan olacaktır. O da ceketini alıp evden çıkar. İsmini Mehmet Abdülkadir Keçeoğlu olarak değiştirip, nüfusa İslam kaydını verir.
Peygamber Efendimiz için bir Naat-ı Şerif de yazan Yaman Dede, Hayrettin Karaman, Emin Işık gibi hoca efendilere de ders veren bir alimdir. Yazının sonuna Yaman Dede'nin Naat'ını da eklerim inşallah.
Tüm bunlardan sonra benim aklımı meşgul eden, kafamı karıştıran bir durum var. Rum çocuklarını İslam'a ısındıran, kalplerinde Allah ve peygamber sevgisi yeşerten bir lise öğretimini verebiliyormuşuz. Şimdi ne oldu da ne değişti de Rum çocuklarını geç, Müslüman çocuklarının kalbindeki imana can suyu olamıyoruz. Deist, ateist hatta ben hristiyanım diyen Türk çocukları peyda oldu. Nerede, nasıl büyük bir yanlış yaptık biz. Çok üzücü çooookkkkk.
Talas'ta Abdülhamit Han, Rum tebaa için ibadethane olsun diye bu binayı kilise olarak yaptırmış. Rum ahali bölgeden ayrılınca, Yaman Dede'ye itafen kilise camiye çevrilmiş ve her ne kadar adı Yeni Cami olsa bile Yaman Dede Cami'si olarak bilinen ve aktif olarak da kullanılan bir ibadethane.
Mahalle Ali Dağı'nın eteklerinde kurulmuş. Hava da ne sıcak ne soğuk, tam yürüme havasındaydı. Keyfe keder, salına salına gezdik koca kişi ile :))
Yolun sonunda bizi Manzara Kafe bekliyordu. Hem biraz dinleniriz hem de sabah kahvemizi içeriz niyetiyle Kafeye geçtik.
Kafenin sadece adı Manzara Kafe değilmiş. Çok güzel bir manzarası da varmış ayrıca. Bir daha ki sefere kahvaltıya da buraya gelmeye karar verdik.
Yaman Dede'nin Naat-ı Şerif'ini ekleyerek bitireyim postu. Selametle
Yaman Dede – Gönül Hun Oldu Şevkinden
Naat-ı şerifi sözleri
Gönül hun oldu şevkinden boyandım Ya Rasulallah
Nasıl bilmem bu nirana dayandım Ya Rasulallah
Ezel bezminde bir dinmez figandım Ya Rasulallah
Cemalinle ferahnak et ki yandım Ya Rasulallah.
Yanan kalbe devasın sen, bulunmaz bir şifasın sen
Muazzam bir sehasın sen, dilersen rehnümasın sen
Habib-i Kibriyasın sen, Muhammed Mustafa-sın sen
Cemalinle ferahnak et ki yandım Ya Rasulallah.
Gül açmaz çağlayan akmaz, İlahi nurun olmazsa
Söner alem, nefes kalmaz, felek manzurun olmazsa
Firak ağlar, visal ağlar, ezel mesturun olmazsa
Cemalinle ferahnak et ki yandım Ya Rasulallah.
Erir canlar o gül buy-i revan bahşın hevasından
Güneş titrer, yanar didarının bak ihtirasından
Perişan bir niyaz inler hayatın müntehasından
Cemalinle ferahnak et ki yandım Ya Rasulallah.
Susuz kalsam, yanan çöllerde can versem elem duymam
Yanardağlar yanar bağrımda, ummanlardan nem duymam
Alevler yağsa göklerden ve ben messeylesem duymam
Cemalinle ferahnak et ki yandım Ya Rasulallah.
Ne devlettir yumup aşkınla göz, rahında can vermek
Nasip olmaz mı sultanım haremgahında can vermek
Sönerken gözlerim asan olur âhında can vermek
Cemalinle ferahnak et ki yandım Ya Rasulallah.
Boyun büktüm, perişanım, bu derdin sende tedbiri
Lebim kavruldu ateşten döner pâyinde tezkiri
Ne dem gönlün murad eylerse taltif eyle kıtmiri
Cemalinle ferahnak et ki yandım Ya Rasulallah (s.a.v).
Yaman Dede (rah.)
(1887 – 1962)