Selamlar
Aslında her şey yolunda ama Ramazanın kendi rutini ve devam eden okul mesaisi vaktimi çok alıyor. Yazmak için zaman bulamadım. Üstğne acımasız yazılı sezonu da açıldı. :) Öğretmen ve öğrenciler için oldukça yoğun zamanlar.
Sevgili grubum her güne bir etkinlik ayarladı bugünlerde. Hepsine içim gidiyor ama malesef yoğunluktan katılamıyorum. Fakat bu sevimli fili görünce dayanamadım. :) Torbayı çok sevgili can dost, grubun patronu Nilgün dikmişti. Fili de aynı grupla yapınca. hatıralar birbirine eşlik etsin istedim.
Fotoğraftan bakınca belki çok iştah açıcı görünmüyor olabilir ama ben bundan sonra ıspanak pişirme yöntemimi buldum diyebilirim. Evin ıspanak sevmeyen ferdi bile yedi bu şeklide.
Sosyal medya sağ olsun hepimizi usta aşçı yapacak bu gidişle :) İnstagramda denk geldim tarife.
Yemeğin bir adı var mı bilmiyorum ama ıspanaklı- patatesli graten diyebiliriz sanki.
Kuru soğanları piyazlık doğrayıp, soteliyoruz.. Patatesleri önce dörde bölüyoruz, ardından ince ince doğruyoruz. Soğanların üstüne patatesleri de ekliyoruz. Patatesler yumuşayıncaya kadar soteliyoruz. Kızarmayacak ama yumuşadığından emin olun. İnce doğramak bu anlamda önemli. Patateslerden sonra iki diş sarımsak, bir tane kapya biberi de ekliyoruz. biraz da öyle soteleyip, ıspanakları karışıma ekliyoruz. Ispanaklar suyunu çekip,, pişince 1,5 yemek kaşığı un ilave edip, kavuruyoruz. Üstüne bir bardak sütü ağır ağır ekliyoruz. Uygun bir tepsi ya da borcamı katı yağla yağladıktan sonra karışımı tepsiye yayalım. Üstüne kaşar peyniri ile fırına verelim. Evde kaşar çok az vardı ben üstüne tulum peyniri ekledim. Görüntü pek başarılı olamadı ama çok lezzetli bir alternatif oldu.
Lebeniye çorbasını da ilk kez denedim. Lezzet garantili bir tarif.
2 yemek kaşığı pirinci haşlıyoruz. Üzerine 1 su bardağı haşlanmış nohutu ekleyip, kaynamaya bırakıyoruz. 200gr. kadar kıymaya küçük bir kuru soğanı rendeleyin ya da minik minik doğrayabiliyorsanız çok daha iyi olur. tuz ve karabiber ekleyip, yoğurduktan sonra nohut büyüklüğünde parçalara ayırıp, yuvarlıyoruz.
Çorbanın terbiyesinde, 1,5 su bardağı yoğurt, yarım limon suyu ve 1,5 kaşık un var. terbiyeyi ekledikten sonra kaynamaya başlayana kadar karıştırmak lazım. Malum çorba kesmesin. Kaynamaya başlayınca başka bir tavada önce sıvıyağda köfteler kızartılır. Ardından bir miktar tereyağ ilave edilir. Bolca nane eklenir ve çorbayla buluşturulur. Tuzunu da ayarladıktan sonra mis gibi çorbamız hazır. Afiyet olsun.
Benim sofi aşkım tartışılmaz biliyorsunuz. Kayseri Milli Eğitim Müdürlüğü deprem bölgesine konteyner kent kurma çalışması başlattı. Gönüllülük esasına göre okullardan katkı talep ettiler. Bende karınca kararınca katkı vermek adına daha önce ördüğüm büyük sofi battaniyemi ortaya koydum. 3 bin lira destek veren kişiye hediye göndereceğimi duyurdum. Sevgili Çiğdem, can dost, bu yılın zekatını hesaplayıp, 3.500 lira destek verdi kampanyaya ve sofi artık önün evinde. Aramızda zaten muhabbet bağı vardı ama emek paylaşımı ile taçlandı.
Yeniden bir büyük sofi öreceğim mutlaka ama o gün bugün değil :)) Şimdilik küçük kare ile yetinmeyi düşünüyorum.
Bu ara yine bir yurt nöbetindeyim. Sırtım fena halde tutulmuş. Nefes alırken batıyor. Bilgisayar başında bu yazıya devamö etmek sağlığım için pek uygun değil açıkçası. Size Nazlı Kar'dan da bahsetmek istemiştim ama İnşallah bir daha ki sefere. Şimdilik selametle.