Sevgili Deep Tone, bugün beni
mimlemiş. Soru, blog yazmaya nasıl başladın? Aslında bende bugünlerde, blog
yazması için kızımı ve arkadaşını yüreklendirirken konuşmuştuk bu konuda. Yani güzel
denk geldi.
2010 yılıydı. Bitlis’in Tatvan
ilçesinden, Kayseri merkeze tayin olmuştuk. İnterneti mesleğim gereği
kullanmaya başlamıştık ama şimdiki bir alışkanlığa dönüşmemişti. Yani hala
pasta börek yapacaksam, tarif defterine bakıyordum. 😊
Tatvan’da
yoğun bir gerçek sosyal ortamım vardı. İnsanlar ufak ufak facebook falan
kullanıyordu ama beni neredeyse hiç cezbetmiyordu. Hobilerim bile eski anam babam usulüydü. Komşunun
kızının sırtındaki kazağı mı beğendim, “dur modelini alayım” modundaydık. Lojmanda
konu komşu oturup, uzun kış gecelerinde kazak, hırka, yelek örerdik. Şimdi böyle
yazınca; kendimi Yeşilçam filmi anlatır gibi hissettim 😊 😊 . Ama durum
ciddi ciddi öyleydi.
Sonra Kayseri’ye geldik. Ben öyle
kolayca kaynaşabilen insanlardan değilimdir. Ortamımda değişince kendimi bayağ
yalnız hissettim. İnternet o dönemde hayatıma daha fazla girdi. Boş durmaya
asla tahammülü olmayan bu bünye, nette hobileriyle ilgili arayışa girdi. Örgü formlarıyla
o süreçte tanıştım. O formlarda karşılaştığım arkadaşlarımdan biri, blog açmam gerektiğini, seveceğimi söyledi. Ben
öyle çok iyi bir bilgisayar kullanıcısı değildim. Hala değilim. Yaş 45, alanım
sosyal bilimler. Okumak konuşmak tartışmak daha benlik konular. Teknik anlamda hala
blog acemisiyim. O yüzden başta beceremem ben o işi dedim. Ama arkadaşım beni
ikna etti. O dönem Nazan Bekiroğlu’ndan Mavi Lale isimli kitabı okuyordum. Bu arada
bayılırım kendisine, kalemine, okumadıysanız şiddetle tavsiye ederim. Bütün kitaplarını
😊
Bloğumun adı o nedenle Mavilaleden. Başta
formlarla paralel paylaşımlar yapıyordum. Ama bu süreçte çok güzel insanlarla
tanıştım. Örgüçantam hatice, suzan bucanni, banuca işler. İlk aklıma gelenler. Bu
süreçte örgü formları ile irtibatım sürekli devam etti dediğim gibi. Formda hatunların
model üstünden didişmeleri, bazen komik olup güldürüyordu. Bazen irite ediyordu. Ama hobilerim ekseninde
çok geliştim. Bilmediğim teknikler denedim, öğrendim.
Ben uzun yıllar facebook'a direndim. Ama
instagram beni kopardı bloğumdan 😊 oradaki kolaylık ve hız birkaç zaman beni de etkiledi,
yalan yok. Ama blog yazmanın keyfi sanırım hiçbir gelip geçici sosyal ortamda
yok. Hala rahmetli Banu’nun bloğuna giriyorum ve her seferinde hem çok şey öğreniyorum
hem de bloğu açtığıma şükrediyorum. Çünkü
Banu Allah’ın rahmetine gitti ama bize bıraktığı hoş sedâ halâ bizimle.
blog açma macerasını bize anlatmak isteyen herkesi okumak çok keyifli olabilir. özellikle bu ara hep beraber çorap ördüğümüz Deryacım, nasıl başladın bu işe...
selametle...
4 yorum:
çok tatlııı anlatmışsın va valla. örgü, çorap, derya, hihi. blog instadan daha iyi tabisideee. örgü çantam hatice minnoşlardan o daa. banu evet yaa haklısın.
Mavilale nereden geliyor öğrenmiş oldum :) ne iyi etmişsiniz Zeynep hanım, bence çok güzel hem görseller olsun hem yazılarınız olsun gayet başarılılar sizin içinize sinmeyen nedir onu çözemedim, bence faydalı ve okunası bir bloggersınız :) ben 2008 de yazmaya başladım madem istediniz bir ara yazmaya çalışırım bende, çok teşekkür ederim :)
sevgili deep tone sen nasıl güzel geldin bana :) sevgiler
deryacım güzel düşüncelerin için çok teşekkür ederim. blogumla ilgili sorunum şu canım mesela bloğun şablonunu düzenlemek istesem bir arkadaştan yardım almam gerekiyor. teknik konularda yetersizim malesef. :) sevgiler
Yorum Gönder