Pages

7 May 2020

Ağaç Ev Sohbetleri 37



"Salgın belli bir ölçüde kontrol altına alındıktan sonra sence global dünyayı ve bizi nasıl bir düzen bekliyor, ekonomide ve uluslar arası düzende nasıl yeni bir düzen olur?

Selamlar 
Uzun süredir ağaç ev sohbetlerine katılamamıştım. Sevgili Deep, üzerimden ataleti atmam için beni yeniden teşvik etti sağ olsun. Malum tüm etkileri henüz online! olan bir salgınla mücadele halindeyiz. Bu süreçte konuya tam vakıf olup, tedbir alanlar, konuyu hiç anlamayanlar. Anlamadığı halde denileni yapıp kurallara tam uyanlar. Ama anlamadığı için, her konuda olduğu gibi bu konuya da "boşveeeeerrrrrrr" moduyla yaklaşıp, kural tanımayanlar, derken bir dolu insan tutumunu gözleyebiliyoruz. Bunlar gayet normal. İnsan Yaradanına isyan eden bir varlık, kalmış ki kuluna her şekilde itaat etsin!!! Tabi kural tanımazlar insanın canını sıkıyor, riskin büyüdüğünü görmek üzücü, ama dediğim gibi bunlar normal. Çünkü muhatabın insanken, göze alman gereken risklerden biridir, bu serkeşlik.

Ama bizim bugün konumuz, salgın sonrası... 
Bir kere şöyle bir durum yok. Biz evde oturacağız ve bu virüs yok olacak. Bu algı yanlış. Bu virüs, biz bir asır bile evde kalsak, var olmaya devam edebilir. Şu an evde kalmamızın tek nedeni; bu kadar hızlı yayılan bir virüs, teması azaltmazsak, sağlık sisteminin baş edemeyeceği kadar hızla bulaşırsa, hayatlarımız korku filmine dönüşebilir. Bu virüs bir şekilde bulaşacak zaten. Bu bulaşı kontrol altına alabilmek, yani sitemi çökertmeden, hayatlarımızı kabusa döndürmeden, toplumsal bağışıklığı yükseltmeye çalışıyoruz. Takip edenler bilir, şu an hastalığı atlatanlar, birer umut haline geliyor. Plazma tedavisi ile hayat kurtarıyorlar. Özetle insanlık, tanımadığı düşmanla uyun sürecini yakalamaya çalışıyor. 

Bu sürecin, maddi ve manevi etkileri elbette olacak. Tarihte tüm salgınlar, ciddi dönüşümlere neden olmuştur. Hatta kara veba salgını, Hristiyanlıkta yeni bir mezhebin doğmasına neden olmuştur. Şimdi bu cümleyi böyle kurunca, kulağa nasıl basit geliyor. "Ne olmuş, yeni bir mezhep doğmuş," aman ne güzel. İşte öyle olmamış o iş. Martin Luter ve taraftarları ile Katolikler, otuz yıl boyunca birbirini öldürmüş. 
Bakınız ,bugün Amerikalı yetkililerin, son günlerde yaptığı Çin eksenli açıklamalar, sürecin ne kadar korkunç bir hal alabileceğinin ipuçları gibi. Korku senaryoları yazmayı sevmem. Bence umut hep vardır. Bu açıklamalar, kendini süper güç gören, dünyanın her yerinde ahkam kesen, insanların hayatları üzerinde kendince kararlar alan bir devletin, minicik bir mikrop karşısındaki acziyetini gizlemek için, "babalanması" da olabilir. Ama şu bir gerçek, bildiğimiz dünya değişiyor, başka bir hal alacak ve bizler bu değişimin tam göbeğindeyiz. "Balığın, hiç su görmedim" demesi gibi, biz bu değişimi ne kadar fark ederiz, bu süreçte bize neler olur, bilemem. Yaşayıp göreceğiz. Hani büyük bir bina yıkılınca, toz bulutu kalkar. Bir süre hiçbir şey görünmez ya. İşte o durumda dünya. Büyük bir bina yıkılıyor. İşin kötüsü, bir binanın tam dibindeyiz. Yıkıntıdan sadece üstümüz başımız toz olarak mı kurtulacağız yoksa kafamıza gözümüze moloz parçaları gelecek mi, şu an bunu kestirmek zor. 

Günlük hayatlarımız mı, elbette onlarda değişiyor. Ama hayat her zaman yolunu bulur. Aziz mübarek Ramazan geldi geçiyor, bir misafir ağırlayamadık. Bunu dert ediyorken, eşimin karakoluna iftar yemeği gönderdim salı günü. Akşama kadar mutfakta, iftar hazırlığı yapmak nasıl iyi geldi, anlatamam. Şekli değişse de, yaşam bir şekilde yolunu bulacak. Yeni alışkanlıklar, yeni tatlar keşfedeceğiz. Belki torunlarımız, bizim normal dediğimiz şeyi hiç bilemeyecek. Kendi normallerini geliştirecekler. 

Çağın insanı, bence her yaşta ergen kafasındaydı. Hani ergenler, "büyüdük biz" modunda gezerler ama hayatın sorumluluğunu üstlenmek konusunda hiç gönüllü olmaz ya. Günümüz insanı işte tam bu hal üzerine yaşıyor. Hangi yaşta olursa olsun. Bakın etrafınıza kırk, elli hatta yetmiş yaşında ergenler görebilirsiniz. Sağlık Bakanımızın yaptığı basın toplantılarında, gazetecilerin sorduğu soruları takip ederseniz, ne demek istediğimi daha net görürsünüz zannımca. Bazı sorular karşısında Sayın Bakan, gülmekten kendini alamıyor. Ama acı bir gülüş. halimiz çok trajikomik. 

Gelelim üniversite sınavı isyanına. Bence bu isyan toplumun; ergen anne babalar ve ergen evlatları ile verdiği ,vereceği bir sınava dönüştü, dönüşüyor. Arkadaşlar, iki milyondan fazla bir insan grubunu gireceği bir sınavdan söz ediyoruz. Siz bunu temmuzun sonunda yaparsanız, eylüle nasıl sistemi yetiştireceksiniz. Bu sınavlar okunacak, Hemde bir kişi için tek değil iki sınav. Bu gençler tercih yapacak. Bu tercihler değerlendirilecek, şehir dışında okul kazananlar, oralara gidip, kalacak yer ayarlayacaklar veeeee eylülde okullar başlayacak. Bir ayda tüm bunların aksamadan yapılması mümkün mü, Allah aşkına. Ayrıca öne çekilen bir sınav tarihi yok. bir haftadan daha fazla ötelenen bir sınav tarihi var. Hem de, gençler hiç kusura bakmasın, mart, nisan, mayıs üç aylık müfredat sınavda yok. Bu süreçte ben en az 2 yazılı yapacaktım, herkese en az bir kitap okutup, değerlendirmelerini isteyecektim. benim dersimden proje konusu alanlar, nisanda onları getirecekti. Tüm bu baskılar yok. Bizler, öğretmenleri sadece bir whatshap mesajı uzaklarındayız. Eba'dan canlı sınıflarda çatır çatır ders işleniyor, soru çözülüyor. Yani yalnız değiller. Zor zamanlar insanların karakterlerini ortaya çıkarır. Çoğu 18 yaşına gelmiş, hukuki ehliyeti olan insanlar bunlar. Rica ediyorum sorumluluktan kaçmayalım. Çanakkale Savaşında, bizim Kayseri Lisesi, mezun verememiş. Ülke genelinde daha pek çok okulda durum böyle. Bu insanlar taş mıydı, kaya mıydı. Bunların psikolojileri bozulmuyor muydu acaba. Allah aşkına şımarıklığı bırakalım. 
Genç umuttur. Rahmetli Necip Fazıl'ın anlatımıyla; 
"kim var! " diye seslenilince, sağına ve soluna bakınmadan, fert fert "ben varım! " cevabını verici, her ferdi "benim olmadığım yerde kimse yoktur! " duygusuna sahip bir dava ahlâkını pırıldatıcı bir gençlik..

İhtiyacımız işte bu. Biliyorum varlar, tanıyorum çoğunu. Umudum onlardan yana. 

"Güzel günler göreceğiz çocuklar, güneşli günler" inşallah. 
Selametle.... 

20 yorum:

Adsız dedi ki...

Çok güzel anlatmışsın herseyi. Özellikle de bina toz bulut benzetmenle.. Evet her şey de bir belirsizlik var. Ne olucak bundan sonraki süreçte bilemiyoruz. Ama ben bunların bir gün tamamen biteceğin ve herkesin ne yazık ki unutup gideceğini düşünüyorum.

mavilale dedi ki...

insanoğlu neleri unutmamış. 1945 ikinci dünya savaşı ve yaşattıkları acılar. o dönemi yaşayanlardan hayatta olanlar var. ama insanlık hala büyük bir dünya savaşı tehdidi altında. ders almıyoruz. malesef

ayrıca çok teşekkür ederim sevgiler :))

basyazici dedi ki...

Her şey çok karıştı gerçekten de. Seneye sınava girecek bir öğrenci olarak dumandan başka bir şey göremiyorum maalesef :(

mavilale dedi ki...

Barış Doğan Allah kolaylık versin. Ama biz ülke olarak sizden güç alacağız. dik durun iyi olacak inşallah

Selvinaz dedi ki...

♥️♥️♥️

Selvinaz dedi ki...

♥️♥️♥️

mavilaleden dedi ki...

İlkaycim bir eğitim uzmanından dinlemistim. Sınavlar aslında bizim sadece bilgimizi değil, süreci yönetme kabiliyetimizi ve stresle başa çıkma gücümüzüde test ediyor demişti. Bu sınavlar olmasa durum çok daha kötü olur. Şimdi en azından sıradan yurdum insanın iyi bir okulda eğitim alma şansı var. Sınav olmasa bu sistem kesinlikle güçlünün çocuğunun iyi okula gittiği orman kanuna döner. Ben öğrencilerime hep derim bu sınavı sevin çünkü ortalama bir yurttaş olarak fark yarayacaksanız ancak bu şekilde yok alabilirsiniz. Ama zor nü zor. Hazırlanan herkese Allah kolaylık versin.

Derya dedi ki...

Çok düşünmemeye çalışıyoruma aslında çünkü belirsizlik üzerine düşünecek çok şey oluyor ve bu beni bunalıma sürüklüyor. Günü yaşayıp gelecek olanı da yine yaşayarak göreceğiz diyorum :(

deeptone dedi ki...

hımmmm çok ciddi bilimsel güzel açıklamışsıın yaaa. hepsini sevdim. sınav dışında. bence sınav olmamalı bu yılı atlamalı :)

ruşyena dedi ki...

Milletçe birlik olursak her şeyin üstesinden geliriz diye düşünüyorum... Öte yandan umursamaz kitleyi caddelerde korunmasız fink atarken görünce o birliğe herkesin dahil olmadığı gerçeğiyle yüzleşiyorum. En azından devlet ve sağlık ordumuz üzerine düşen görevi başarıyla yerine getirmekte... Hele de ABD de her kafadan bir ses çıkıp her eyaletin hatta her vatandaşın kendi kanununu uygulamaya kalkışını gördükçe, bizim caddelerimizdeki korunmasız insanlara karşı bile bir empati kuruyor, çevreye karşı en azından eylemsel bir rahatsızlıkları olmayışına seviniyorum. ABD de insanlar silahlandı ve o silahlar kullanılmaya başlandı. Neden maske takmıyorsun diyeni vuranlar var. Dünya büyük bir belirsizlik içindeyken, buna ilave bir de çoğu ülkede güvensizlik hakimken... biz sokağa çıkmazsak bu işi kolay bertaraf edebileceğiz. Tek sorunumuz şimdilik bu... Çünkü hastanelerle, sağlık mensuplarıyla, tedavi süreciyle ve ücretiyle ilgili tüm sorunları çözülmüş ve hallolmuş bir ülkede yaşıyoruz. En azından güvensizlik sorunu yaşamıyoruz... Belirsizlik de bir süre daha böyle gidecektir. Sonra önümüzü görmeye başladığımızda yeni dünyaya adapte olma süreci de başlayacaktır kendiliğinden... Yeter ki sağlığımız yerinde olsun... birlik olmayı da öğreniriz belki...

rusyena dedi ki...

Milletçe birlik olursak her şeyin üstesinden geliriz diye düşünüyorum... Öte yandan umursamaz kitleyi caddelerde korunmasız fink atarken görünce o birliğe herkesin dahil olmadığı gerçeğiyle yüzleşiyorum. En azından devlet ve sağlık ordumuz üzerine düşen görevi başarıyla yerine getirmekte... Hele de ABD de her kafadan bir ses çıkıp her eyaletin hatta her vatandaşın kendi kanununu uygulamaya kalkışını gördükçe, bizim caddelerimizdeki korunmasız insanlara karşı bile bir empati kuruyor, çevreye karşı en azından eylemsel bir rahatsızlıkları olmayışına seviniyorum. ABD de insanlar silahlandı ve o silahlar kullanılmaya başlandı. Neden maske takmıyorsun diyeni vuranlar var. Dünya büyük bir belirsizlik içindeyken, buna ilave bir de çoğu ülkede güvensizlik hakimken... biz sokağa çıkmazsak bu işi kolay bertaraf edebileceğiz. Tek sorunumuz şimdilik bu... Çünkü hastanelerle, sağlık mensuplarıyla, tedavi süreciyle ve ücretiyle ilgili tüm sorunları çözülmüş ve hallolmuş bir ülkede yaşıyoruz. En azından güvensizlik sorunu yaşamıyoruz... Belirsizlik de bir süre daha böyle gidecektir. Sonra önümüzü görmeye başladığımızda yeni dünyaya adapte olma süreci de başlayacaktır kendiliğinden... Yeter ki sağlığımız yerinde olsun... birlik olmayı da öğreniriz belki...

mavilale dedi ki...

deryacığım görelim mevla neyle neylerse güzel eyler canım. biz başımıza gelenlerden değil, onlar olurken ne yaptığımızdan mesülüz. bu süreçte kurallara uyarak, yaşıyorsak iyi insanız. gerisi devlet büyüklerinni yönetim becerisi ve Allahın takdiri. sevgiler

mavilale dedi ki...

deep, sınavın olmaması diye bir seçeneği, ne sistem ne de vatandaş kabul eder. o imkansız. olmasının yaratacağı olumsuz hallerden çok çok daha fazla olumsuzluk içerir olmaması emin ol mağduriyetler artar sevgiler

mavilale dedi ki...

ruşyenacığım, insan zor varlık, neyi ne için yaptığını anlamak bazen zor. ama güzllik bizim milletin genelinde yaygın olan hal. geçen mesela sinap'u duydum. sokağa çıkma yasağı yok ama caddeler bomboş. birde zaten tam birliği sağlamak kolay iş değil. önemini kavramak nasip olsun herkese :) sevgiler

Kaystros Tyrha dedi ki...

Önce bu virüsün aklımızı başımıza getireceğini düşünmüş, iyi şeyler olacağını hayal edip epey ümitlenmiştim. Fakat artık virüsün etkisini kaybettikten sonra öyle sanıyorum ki her şey unutulup insanlar eski alışkanlıklarına dönecek. Hakim güçler değişse de yoksul kesimin ezilmeye devam edecek maalesef.

mavilale dedi ki...

kaystors tyrha malesef insan bencil bir varlık, beklediğimiz gibi bir aydınlanma ancak, dünyanın faniliğini tam manasıyla idrak etmeyi gerektirir. bugünün müslümanı bile bu idrakın neresinde o tartışılır. öyle olunca beşerin ürettiği hiçbir değer, insanlara o dediğimiz bilinci kazandıramaz zaten.

deeptone dedi ki...

nasıl ama baksanaaa, anne babalar çocuklarının sınava gitmesine izin verecekler mi yani? korkmucaklar mı yaa salgından? ya birinden bulaşırsa çocuklarına korona? benim çocuğum olsa ödüm kopar valla, salgın ortadan tamamen kalkmadan ve aşı bulunmadan evden çıkmak yasak olmalı. yani şimdi bir çocuk üni sınavı yüzünden korona hastası olursa bunun sorumlusu kim olcak yaa?

mavilale dedi ki...

bu salgının biteceği yok canım malesef, toplumsal bağışıklığımızı kriz olmadan sağlamaya çalışıyoruz tüm dünya gibi. aşı, o konu daha vahim sonuçlar doğuracak diye ödüm kopuyor. dünyada herkese yetecek aşı olacak mı. olsa bile verecekler mi verseler ne isteyecekler. fo of of distopyanın ortasındayız. bugünden yarına geçeceği de yok canım. çok üzücü ama malesef böyle.

deeptone dedi ki...

o zaman yani evden çıkmamalı, değil mi, sınav olacaksa online olsun ya da hiç olmasın. insan hayatı sınavdan daha önemli. o zaman bu sınav yanlış işte. bir çocuğa bile bulaşırsa o çocuğun babası sağlık bakanını öldürse bence haklı olur yani.

Gonca dedi ki...

Salginla ilgili açıklama çok güzel kesinlikle pek çok insan virüs kaybolacak zannediyor kalemine sağlık :)