Her şey normalken, yani eski normalde!, bu sene Bursa'yı gezelim, oradan Balıkesir'in ilçelerini gezelim diye planlar yapmıştık. O güzergahta görmek istediğim eş dost akrabada çok, hem de hasret gideririz diye düşünmüştük. Ama kul plan yapar, kader gülermiş. Korona geldi ve hayatlarımızda baş rolü ele geçirdi. Aslında ben evden çıkmama taraftarıydım ama eşim sakin yerlere gideriz, kalabalığa girmeyiz diye beni ikna etti. Hem yakın, hem nispeten küçük ve merak ettiğimiz yerleri dolaşmaya karar verdik. Tokat, Sivas'ın dibinde, bir kaç defa gitmişliğim var, ama gezmek maksatlı değildi hiçbirisi. Bu defa bana çok yabancı olmayan Tokat'ı, turist gibi gezelim dedik.
Burası Ali Paşa Camii, Aslen Bosnalı olan Ali Paşa, aynı zamanda Osmanlı sarayının damadıdır. Bölgeye, beylerbeyi olarak gönderilmiş. Camiye tam vakit namazında yetiştik. Maşallah cemaat bayağ kalabalıktı. O yüzden içeride fotoğraf çekmek istemedik. Bahçenin kendine has bir havası var. İnsan bu koca gövdenin altında oturup, saatlerce tefekkür edebilir.
Gittiğim her yerde cami gezmek en sevdiğim... Mümkünse Ulu Camii'sini görmek, en sevdiğim... Tokat'ta da Ulu Camiyi gördüm tabi. Sivas ve Kayseri'de ki Ulu Camilerden daha küçük ama tüm Ulu Camiler gibi ambiansı çok güzeldi.
Mimaride, güzel binaları seyretmeyi sevenlerdenim, yani teknik bilgim yoktur. Bu tavan şeklini çok görmedim. O yüzden dikkatimi çekti. Bir ara araştırayım.
Resme bir yeteneğim yok. Ama vitray çalışmaları beni hep etkiler. Hatta çalıştığım ilk lisede, kantinde öğretmenlere ayrılan camekanlı bir bölüm vardı. O kısma resim öğretmenimizle vitray yapmıştık. Bende çıraklık etmiştim. Bahçeli evim olursa, vitray çalışması olan bir ya da bir kaç camı mutlaka olacak. Masalsı bir yanı var çünkü.
Eski camilerde en sevdiğim kısım. Kuran-ı Kerim öğrenmek için gittiğim mahallemizdeki camide böyle camlar vardı. Hocaya dersimi vermeden önce, o köşeye çekilip çalıştığım çok olmuştur. Bende hep ders çalışma ve kitap okuma isteği uyandırıyor.
Ulu Cami'nin dış cephesinde bulunan kuş evi. Balkonlarının bir köşesine CD asıp, kuşların yaklaşmasını engelleyen insanları görüyorum, sonrada caminin bir köşesine kuşlar için bir ev yapan insanları düşünüyorum... Kötü zamanda dünyaya geldik sanırım. Bedensel olarak rahat edeceğimiz her şey var gibi, ama ruhu besleyen unsurlar görünmez olmuş sanki.
Böyle eski evlerin olduğu bir mahalle var. Sulu sokak adında. Ulu Camiinin alt taraflarında. evlerin bir kısmı restore ediliyor. O yüzden biraz toz toprak, inşaat halleri vardı. bitince gezmesi daha zevkli olacaktır.
Bu fotoğrafı çeksem mi çekmesem mi diye çok düşündüm. Bir yandan sonuçta evde oturan birileri var, saygısızlık etmek istemedim. Ama beni o kadar anılarıma götürdü ki, dayanamadım. Biri cama çıksa sen ne yapıyorsun dese, ne cevap verirdim bilmiyorum. 😊
Böyle bir penceresi olan evde, mutlu çocuklar vardır, sizcede öyle değil mi? 😍
Taşhan iki katlı kocaman bir dünya. Zengin ve çeşitli ürünler var.
Geçen sene, Konya, Sille'de vardı, çok beğenmiştim. Bu gidişle böyle bir çalışma yapacağım sanırım. 😀
Bir bilgi notu daha, Sivas üzerinden giderseniz, Çamlıbel geçidinini kullanmanız gerekiyor. Geçide gelince yolun sağına bakmayı ihmal etmeyin. Yol üzerinde Çamlıbel Pide adında bir işletme var. Lüks bir mekan değil. Hatta esnaf lokantası görünümünde. Ama çok lezzetli pideleri var. Çökelekli pidesi ile ünlü. Başka pidelerde yapıyor ama ünlü olanı yiyelim dedik. Gerçekten çok lezzetliydi. Aklınızda bulunsun.
5 yorum:
Hoşgeldin güzel öğretmenim :) ne güzel kareler içim açıldı :) Bizim memlekete de var ulu cami :) orası da güzeldir ..çok iyi yapmışsınız bende evden pek çıktığım söylenmez:) ama sakin yerleri gezmek güzel oluyor :) Rabbım tez vakitte kurtarsın inşallah ...sevgiler canım benim ..
Tokat gezilip-görülecek güzel bir şehirdir..Emeğinize sağlık..😊
iyi gezmeler olmuş, masa örtüsü güzelmiş iyi günlerde kullanın.
Ne güzel örtü... Tokat kareleri de... bir hesap yaptım tam 32 yıl önceymiş Tokat'ı görüşüm... aklımda kesik kesik bir kaç parça... ama içimdeki hissiyatını unutmamışım... yine görmek istedim bu postla... :)
çok güzeldi yaaa yazı valla iyi gezdik biz de, o camı çok sevdim, ne güzel kitap okunur sahiden de orda, bi de çamlıbel çökelekli pide en çok aklımda kalan :)
Yorum Gönder