Pages

30 Kas 2021

Etkinlik Yazısıdır ( Kasım Ayı)


Selamlar
Etkinlikte bir ayı daha geride bıraktık. Böyle diye diye yılı bitiriyorum :)) İskender Pala en sevdiğim yazarlardan biridir. Yıllık planımda mutlaka olmalıydı. Okumadığım çok eski kitaplarından vardı elimde. Onlardan birini okumayı hayal ederken, o bir kitap daha çıkardı. Sevgili Özge; kendileri benim İskender Pala kitaplarımın sponsoru olur hahahahaha. yine bana sürpriz bir şekilde kitabı gönderdi. Özellikle bekletmeyi tercih ettim. Aylardır kasım gelsin diye bekliyorum resmen :)) Etkinlikte sevgili Özge'den bahsetmeliydim. Onun güzel kalbinden bana özel bu alanda hatıra kalmalıydı. Teşekkür ederim Özgecim. İyi ki hayatımdasın. 


Kitap dün bitti. 3 günde okudum, tüm yoğunluğuma rağmen. Bir solukta okunabilecek, kopamadığınız hikayelerden. Sultan 2. Mahmut zamanında geçiyor. Vehhabi isyancı çeteleri nedeniyle 5 yıl boyunca hac ibadeti için sürre alayı çıkarılamamış, İstanbul'dan. Sultan bunu bir hakimiyet sorunu olarak algılıyor. Askeri tedbirlerle de desteklenen bir kervan yola çıkıyor, hac ibadetini yapmak maksadıyla. Kervan boylara ayrılıyor. her boyda hücrelere. Bizim hikayemiz yirmi yedinci boyun dördüncü hücresinde geçiyor. Bir alim, bir celep, bir berber, bir kuşbaz, bir vakanüvis iki mucit kardeş ve hücreye son anda katılan bir meczuptan oluşuyor hücre. Yolda başlarına gelenler çok heyecanlı. Özellikle peygamber efendimizin ravzasına kavuşan hacıların yaşadığı duygu seli insanı ağlatan cinsten. Çok güzeldi yine. Kalemine sağlık üstadın. 


Sevgili Deep tavsiye etmişti. Morgan Freeman filmlerinden; Adanın Büyüsünü seyrettim. Filme bizim evde eşlik etmiş bu fotoğrafta, o yüzden paylaşmak istedim :)) Eşim ve Vanilya Hanım'la beraber seyrettik. Vanilya sehpadaki o boşluğa kıvrılıp oturmayı seviyordu küçükken ama bu ara artık oraya sığamıyor. Kızım totoyu büyüttün oraya sığmıyorsun diyorum ama kendim söyleyip kendim dinliyorum hahahahah. 
Film seansına eşlik eden koca kişisinin de hatırası var ekranda :)) Bu kadar anı bir karede, hak etti paylaşılmayı. 
Gelelim filme. Deep beni çözmüş. Neyi seveceğimi kestirmiş. Kaçıp kovalama olmadan, kavga kıyamet kopmadan, ortalığı kan revan götürmeden de film yapılabiliyor ve seyirlik oluyormuş demek ki. İnsana dair sıcacık bir hikaye. Teşekkür ederim Deep önerin için. çok beğendim. 


Kitabın son cümlesi ve bugün seyrettiğim film, tevafuk sanırım. Yumuşacık, ipek hissi uyandırdı bende. İnsan ipeği olmak, bu ifadenin üstüne ne metaforlar yapılır değil mi. Kıymetli insan olabilmek, her zaman zormuş belli ki ama artık daha zor sanki. Yolumuz insanlığı ipek kıvamında yumuşak ve ipek pahasında kıymetli insanlara denk gelsin inşallah. Selametle...




 

4 yorum:

duygu özkan dedi ki...

Kitap güzel görünüyor, fotoğraflar da harika çıkmış. Kedicik çok tatlı. Paylaşımı ilgiyle okudum, tanıtım için teşekkürler. :)

Gonca dedi ki...

Filmi de kitabı da merak ettim emeğine sağlık. Özge hepimizi bir şekilde mutlu etmeyi başarıyor değil mi ? Canım Özge seviliyorsun

Derya dedi ki...

Vanilya çok tatlı ya, süpersin hızlı okumuşsun kitabı. Filmi merak ettim Morgan Freemanı severim :)

deeptone dedi ki...

ay bu filmi arada bir açıp izliyorum yaaaa :)