Pages

24 Ağu 2021

Vanilya Hanım


Selamlar
Son yazdığım postta, insanlık için küçük bizim için büyük bir adım attık demiştim. :)) Ben normalde hayvan sever biriyim ama evimi bir hayvanla paylaşmak konusunda hep ciddi endişelerim olmuştur. Özellikle apartman dairelerinde süren yaşantılarımız için çok uygun bir tercih olmaz diye düşünürdüm hep.


Hayvan sahiplensem bu köpek olurdu, o da apartmanda olmazdı. Bu türden söylemlerle bu yaşa geldim :) Gençler artık çok cesur ve kararlı. Kızım "anne kediler evde bakılabilen hayvanlar. Bir kedi sahiplenmeliyiz" derdi sürekli. Eşimin pek istekli olmayışı, benim sürekli acabalarım nedeniyle bir arpa boyu yol alamamıştık. Şüheda, uzaktan eğitim nedeniyle evde kalınca tazyiki artırdı, kedi konusunda. Bu süreçte arkadaşın Ankara kedisi 5 tane doğurunca, tünelin sonundaki ışık göründü :))) 


Veeee karşınızda Vanilya hanım. 💝
Bugün evde üçüncü günü. Sabah atladı kucağıma mrıl mırıl, ben onu seviyorum, bir süre sonra ön patilerini uzatmış o da beni seviyor 😊


Kedi konusunda hep isteksiz koca kişisi, etrafında dolanıyor. Evimiz sekizinci katta. Camlar açık kalmasın, aman Vanilya hanım düşer, Allah korusun, telaşında sürekli. Herkesin söylediği şey, bizim evde de test edilip, onaylandı yani. Kedi fikrine en uzak olan kedinin kendisine en yakın hale geliyor :)) 


Bu fotoğraf beni çok güldürüyor yaa. Evde ki üç genç hanım birlikte eğleniyorlar fena halde. 


Vaniya Hanım'ın dışında da evin gündemi; malum misafirimiz var. Özenli sabah kahvaltıları hazırlayan anne moduna aldım kendimi. Dün sabahın aşırı karbonhidrat yüklü ikramı, patatesli ekmek. :)) 
Anlatmaya önce runnerdan başlamalı. Sanırım sizinle paylaşmadım bu runneri. Bir ara hem runnerı hem hikayesini anlatayım, kendime not olsun. Biz şimdi patatesli ekmeğe gelelim. Televizyondaki bir yemek programında denk geldim tarife. Kendimce geliştirip, bence mükemmel haline ulaştım. Buraya not düşeyim. 

Malzemeler 
 2 orta boy patates, 3 yumurta, 1 su bardağından iki parmak eksik süt, aynı miktarda sıvıyağ, 1,5 paket kabartma tozu, 1 tatlı kaşığı tuz. pul biber, karabiber, kuru reyhan. üzeri için susam çörek otu. Aldığı kadar un. Ben beyaz un ve tam buğday unu karışık ekliyorum.  

Yapılışı
Patatesler haşlanıp, ezilecek. İçine 2 tam yumurta, üçüncü yumurtanın sadece beyazı eklenecek. Sarısı, ekmeğin yüzüne sürülmek üzere ayrılacak. Çörek otu ve susam hariç tüm malzemeler karıştırılıp, yumuşak bir hamur elde edilecek. İçine giren malzemeye göre her seferinde değişiyor ama maksimum, 3- 3,5 su bardağı un alıyor. Ama tüm tariflerde olduğu gibi unu kontrollü eklemekte fayda var. Yuvarlak büyük borcama, pişirme kağıdını seriyorum. Bu arada fırını 180 dereceye ayarlıyorum. Biraz sıvıyağ ile elimi yağlayıp, hamuru tepsiye el yordamı ile yayıyorum. Ayırdığımız yumurta sarısını sürüyorum, pide deseni veriyorum, en son susam, çörek otu serpip, fırınlıyorum. Dakika tutmadım hiç. Alt üst, güzel kızarınca fırından alıyoruz. Biraz ılıması lazım. Sonrada kesip, servis yapabilirsiniz. Kahvaltılar için, güzel bir special, tavsiye ederim. 


Bu hafta benim için mutfak ağırlıklı geçti zaman. Pazardan beğenip aldığım, armutlar vardı. Bizim ev, öyle çok meyve tüketilen bir ev değil. Eskiden üzülüyordum ama şimdi, meyve şekerini de abartmamak lazım diyen hocaları dinleyince, çok mesele etmemeye başladım. Kayseri, yaz gelince bağlardan gelen ürünlerin konu komşu paylaşıldığı bir şehir. Karşı komşum, bağlarından gelen meyvelerden bir sepeti bizimle de paylaştı. Evde bir anda armut miktarı arttı. Baktım tüketemiyoruz, baktım zayi olacaklar, açtım you tube videolarını, armuttan reçel yapanları seyrettim. Klasik reçel yapma taktikleri, armut içinde geçerli. Sonuç lezzetli. tavsiye ederim. Kavanoz kapağı, evimdeki genç kızların ürünü. Şüheda çileği, Sümeyye kapağı ördü, bana tatlı bir hatıra bıraktılar. 


Havalar güzel olunca, park bahçelerde piknik, sevilen bir etkinlik oluyor. Pazar gününü bizde açık havada geçirelim istedik. Ağırnas'a gittik, eve yakın mesafede bir mesire alanı. Aynı zamanda Mimar Sinan'ın doğduğu köy Ağırnas. Doğduğu ev hala korunuyor. Miskin günümdeydim. Kızlar köy meydanına gitti ama ben oturup, kitap okumayı tercih ettim. Bir daha ki sefere size köyün fotoğraflarını çekeceğime söz veriyorum. 


Biz yedik içtik, kalk moduna gelmişken ne gördük dersiniz. Çok uzun yıllardır dostumuz olan bir ailede pikniğe gelmiş. Sevgili Kürsat ve eşi Gülten. Bu korona günlerinin en bariz özelliği dostları özlemek sanırım. Çocuklar kocaman olmuş. Hemen ayrılamadık tabi. Günün en güzel sürpriziydi diyebilirim. 


Tığ işi hobilerimde durum, perde ucu danteli örme çalışması. Balkona geçilen cama, kısa ve ucu dantelli bir perde yapma telaşındaydım. İki parça lazım, bu cam için. İlki geçen sene bitmişti. Benim hevesim kaçınca, diğeri bir yıl beklemek zorunda kaldı. Ama bitirdim, dün itibariyle. Terzi işlerini de halledince, en yakın zamanda yerini alacak. 💖


Kendime bir güzellik yaptım ve çok merak ettiğim bu seriyi sipariş ettim. Hem etkinlikte Alev Alatlı okumam lazım, hem de Alev Alatlı okumam lazım, düşüncesi beni harekete geçirdi. Bebeklerim dün geldi. Kışın hasbihal edeceğiz, kendileri ile inşallah. 


Bu ara pek seviyorum bu ponçilkeri. yapsam mi yapmasam mı. Yapsam nereye asarım muhabbeti, zihnimde dönüp duruyor. Bakalım nereye götürecek beni düşünceler. :)) 

Debbie okumaya devam. Hala film seyredemiyorm. Ama aklımda var bir tane.Kendime zaman ayırmam lazım, Şimdilik benden bu kadar.
Selametle....
 

3 yorum:

Vakt-i Dem dedi ki...

Evinizin yeni üyesi hayırlı olsun. Güzellikler getirsin :)
Annem de bu aralar yuptupu çok karıştırıyor kışlıklar için,aklına ve içine sineni de uyguluyor :)

keyifli okumalar diliyorum.

deeptone dedi ki...

hehe ne tatlı her şey, örgü maskeli fotide vanilya hanım da gülüyor galiba :) mutfak notları en hoşu, patatesli ekmek aklımda olsun. alev alatlı nın bu kitap serisini okudum, ilk kitabı viva la muerte yi çok ilginç buldumdu :)

Can Uzunyol dedi ki...

Selam, blogumu taşıdım eski blogumda vardınız o yüzden tekrar yazmak istedim. Tekrar takip ederseniz çok sevinirim :)