Selamlar
İkinci gün, yollara ve eğlenmeye devam ettik. Palovit Şelalesinden sonra Zil Kale'ye gittik. Osmanlı döneminde etkili bir ticaret yolunun güvenliğini sağlamak için kullanılan bir kale. Tarihi dokusu da elbette dikkat çekici ama konumu ve manzarası göz alıcı. Ayrıca bulduk güzel sütlacı, burada da yedik bir tane :)
Zil Kale'den inince yol üstünde bir tesiste yemeğimizi yedik. Tesis, gürül gürül bir derenin kenarında kurulmuş. Derenin üstünde zipline yaptı gençler. Çok güzel salıncaklar vardı. Gençler eğlendi.
Onlar eğlenirken, biz Nilüfer'le file kazak operasyonuna devam ettik. :)) Gürül gürül derenin sesine eşlik eden, kahve, kurabiye ve örgü çok iyi geldi. :)
Epey yorulduktan sonra geceyi geçireceğimiz Ayder Yayalasına çıktık. O kadar güzeldi ki, beni bıraksalar, tüm yaz kalırım sanırım.
Ayder yazısı, Erdal Hoca ve biz, Rönesans Tablosu gibi sürüyle fotoğraf çektirmişiz :) En komiği buydu :)
Ayder'de, Gelin Tülü Şelalesiymiş burası. Ciddi ciddi gelin duvağına benziyor. Çok yüksek yamaçlardan yol bulup akmış. Seyri çok keyifli.
Sezon açılmadığı için, Ayder'in o meşhur çayırlığı bize kalmıştı. Gece yarıların kadar gençler, çaldı söyledi. Neredeyse en eğlenceli gece oldu.
Mis gibi oksijen insana çok iyi geliyor. Sabah erkenden kalkıp, otelin bahçesinde kitabımı okudum. böyle yerlere gelince sabahın o insan nefesi değmemiş, tertemiz halini kaçırmak istemiyorum.
Otel sahibimiz çok kibar bir aileydi. Çok memnun kaldık. Üçüncü güne, orada yapılan kahvaltı ile başladık. Bu da hazırız fotosu. Yakında gelir üçüncü gün. :))
Selametle
3 yorum:
Ahh memleketime gitmişsiniz. En son babacığımla gezmiştik oraları. O gitti, memleket bitti. Şimdi fotoğrafaları görünce özlem hissettim. Yaylanın kokusu buralara geldi. Keyifli gezmeler, memleketime selamlar :)
Gençlere bak, nasıl cıvıl cıvıllar!
karadenizli ayağına basılınca ne der?
ayder :)
Yorum Gönder