Pages

25 May 2024

İlk Günün Sonu


Selamlar
Ayasofya sadece İstanbul'da var zannediyorsanız yanılıyorsunuz. Trabzon'un da var bir Ayasofya'sı:) Öğle namazını burada kıldık. Binanın bulunduğu konum, mimarisi, bahçesi.... Hepsi birbirinden güzeldi. Huzurlu bir havası vardı. 


Tarihi dokusu olan ibadethanelerin ve kılıç hakkı olan eski kiliselerin en makul kullanımı, camii olması bence. Müze olması, sadece seyirlik kalması binanın yapılış amacına ve ruhuna aykırı. İbadethane, ibadethane olarak varlığını devam ettirmeli. Bu binayı yapan Hristiyan cemaat, içinde inandıkları tanrıya ibadet etmek amacıyla yapmışlar. Ben de gittim namaz kıldım. Yani binanın dini misyonu  korunmuş durumda. 
Cemaati olmayan ibadethanelerin de kütüphane olması ikinci ve en iyi yollardan biri bence. İbadethane amacıyla yapılmış bir binanın içinde aksiyon ve hayat devam etmeli. Sadece seyirlik olmalarının ruhlarına aykırı olduğunu düşünüyorum.


Karadeniz'e gidip de çay fabrikasına gitmemek olmazdı. Vatan Çay Fabrikasına gittik. Yöresel kıyafet giymiş ve yörenin ağzına hakim çok tatlış bir satış elemanımız vardı. Fabrikanın işleyişi hakkında bilgi verdi. İlk hasat çayının önemi hakkında bilgi aldık. En lezzetli çayların mayıs ayında toplanan çaylar olduğunu öğrendik.


Çaysever demek az kalan, çok çaysever bir arkadaş ile gezip, üstüne de çay fabrikasında olunca bolca çay içip, minyatür çay bahçesinde, çay toplama mizanseni yapmasak çok ayıp edecektik. :) Hadi okuyun bakalım bu tekerlemeyi hahahaha


 

Çay severin gönlünü ettiysek, örgü severin de gönlünü edelim dedik ve geç kalmayı göze alıp, son fotoğrafımızı da çektik. Belki yazın örerim bu güzel aksesuardan.


Karadeniz'e gelip, ıslanmamak büyük şans olurdu. Gün boyu bize gezi keyfi veren hava Uzungöl'de yağışa döndü. Bir ara dolu bile atıştırdı. Şemsiye olunca gölün etrafını turlama şansı yakaladım. Bizim kızlar bildiğin sudan çıkmış balık kıvamına geldiler.


Hayat kurtaran şemsiye hahahaha





Sudan çıkmış balıklar.... :))))





Uzungöl'le ilgili yapılaşmanın doğal güzelliğe zarar verdiği fikrine katılmamak imkansız. Fakat "Araplar basmış" serzenişini yapan "oryantalistçiklere" sadece gülüyorum. Araplar değil de mesela aynı oranda Almanlar gelmiş olsa bu kesimin bir itirazı olmayacak adım gibi biliyorum. Ayrıca insanlar gelip, yöre halkının ekonomisine katkı vermiş durunda. Burada Uzungöl'le ilgili benim isyanım, durumu abartılı bir kazanç kapısı haline dönüştürmüş esnafa. Lokantaların fiyatları Türkbükü ile kapışır kıvama gelmiş. Keşke ticaretin ahlakını koruyabilsek. 

İlk günün sonunda Rize'de bir otelde kaldık. Gençlerin arasında ilk defa deniz görenler vardı. Yemekten sonra sahilde biraz yürüdük. Çok yorgun iki öğretmen olarak aynı odayı paylaştık. Küçük ama tertemiz bir oteldi. Mutlu bir sabaha uyandık. 
Anlatmaya devam edeceğim. Şimdilik selametle.

1 yorum:

deeptone dedi ki...

hem bilgilendik hem güldük teşekkürleer :)