Pages

23 May 2024

Trabzon Atatürk Köşkü


Selamlar
Uzun aralar verdiğimin farkındayım. Gezi yazısı bu kadar uzun aralar vermemeli. İnsanın anıları körleşiyor. Fakat dönemin sonu yaklaştı. Okulun aktiveleri hem çok yoğun hem de planlamanın çoğu bizim ekipte. Zaman sıkıntısı yaşamaya başladım. 
Günün sıkıntılarına da mola olsun bana. Bu muhteşem binayı yeniden gezelim sizinle. Bir kere taştan ve betondan olduğuna inanmak zor. Resmen dantel gibi işlenmiş. İnce, Zarif ve çok wintage.


Biliyorsunuz Trabzon'da Rum nüfus, azımsanmayacak kadar fazlaymış vaktiyle. Mübadele anlaşması ile nüfus sirkülasyonu gerçekleşmiş. Trabzon'daki Rumlarda bu durumdan nasibini almış. Varlıklı bir Rum, devletler onların yaşayacağı yerlere karar vermeden önce, ailesi için yaptırmış bu köşkü. 


Her şey nasiple işte. Böyle güzel bir köşk yaptıracak gücü olan ailenin, içinde yaşamaya gücü yetmemiş. Gideceksiniz denilmiş ve gitmek zorunda kalmışlar. 
Bu hikaye beni derinden etkiledi. Uzun zamandır, yerinden yurdundan edilmiş insanlara karşı tutumları sosyal medyada ya da toplumda duydukça üzülüyordum. Bu köşk beni çok başka duygulara sevk etti. Bu köşkü yaptıran aile gittiği yerde tutunabildi mi? Hangi yaşam koşullarına maruz kaldı, merak etmekten kendimi alamadım.



Köşkün anlamı, bu acı hikayeden çok, Trabzon halkının Atatürk'e bu köşkü hediye etmesinde. Atatürk, iki defa gelmiş Trabzon'a ve bu evde kalmış. Hatta Hatay'ın, Türkiye'ye katılması öncesine gelen bir döneme denk gelmiş bu ziyaretler. Hatay'ın dahil olmadığı bir harita üzerinde çalışmış. Kendi elleriyle işaretlediği noktalar var haritanın üzerinde. 



Köşk çok ince bir zevkin ürünü. Banyonun ve banyo mobilyalarının zarafetine bakar mısınız




Zaten bina gelin gibi. Trabzonlu gelinlerin dış çekim için tercih ettikleri mekanların başında geliyor. Haksız da sayılmazlar gördüğünüz gibi :)
Gün henüz bitmedi. inşallah uzatmadan geleceğim yeniden.
 

2 yorum:

Yüreğimin İklimi dedi ki...

Köşk güzelmiş, hikayesi de etkileyici

pelinpembesi dedi ki...

Araya geziler girince, bir deokulların sonuna doğru işler üst üste binince bloglardan uzak kalıyor insan. Bence arayı kapatırsın . Asıl Derya'nın tekrar yazmasını isterdim. Onun yazılarını çok özlüyorum. Arada niye yazmıyorsun diye mesaj gönderiyorum ama gelecek gibi değil. umarım tekrar döner..
Biz üniversite zamanlarında aynı evi paylaştığım arkadaşlarımla gitmiştik Trabzona. O Köşkü gezip bahçesinde çay içmiştik. İçi de dışı da çok güzel bir yer.