Selamlar
Ön kamera açılınca nereye bakacağımı öğrenemeyeceğim sanırım. hahahha.
Neyse konu bu değil. Her sonbaharda dost ziyareti, grup için gelenek olmak üzere. Geçen sene Konya ziyaretinden sonra bu sene Eskişehir seferi düzenledik Sevgican'la.
Madem macera peşindeyiz, Kayseri'de binip, Eskişehir'de inmek çok tek düze olacaktı :)
Ankara'ya bilet aldık öncelikle. Amaç yüksek hızlı treni test etmekti. O nedenle YHT için bilet almıştık. AŞTİ'de indikten sonra çok kolay bir şekilde toplu taşıma araçlarını kullanarak YHT garına ulaştık. Tren yolculuğu gerçekten hızlıydı ve totalde bize neredeyse bir buçuk saat zaman kazandırdı.
Ders programım da Cuma günü boş. Dersim yok. Perşembe gece otobüsle yola çıktık ve dediğim gibi cuma sabahı Ankara'dan YHT ile Eskişehir'e ulaştık. Kocaeli'nden Yıldız da gruba katılmak için geldi. Gonca'ya geçtik. Sanırım yol yorgunluğu ile tüm gün evde oturup sohbet ettik, dinlendik. Çok keyifli geçti.
Biz böyle daha küçük bir grup olacağız derken Bursa'dan dostlar organize oldular ve cumartesi günü bize katıldılar. Böyle kocaman bir sevgi halkası kuruldu.
Cumartesi gününe pineklemek değil gezmek yakışır deyip, attık kendimizi sokaklara. Neredeyse 15 bin adım atmışız o gün :)
İlk durak Bal Mumu Heykel Müzesiydi. Müzenin gelirinin, kız çocuklarının eğitimi için kullanılması bizi baştan cezbetti.
Müze çok dolu. Tarihi, siyasi, sosyal ve sanatsal anlamda faaliyetleri olan ve başarıları olmuş, öne çıkan şahsiyetlerin heykelleri vardı.
Bazı heykeller gerçekten çok başarılıydı. Neredeyse duygusunu bile hissedebiliyorsunuz. Fakat bazı heykeller malesef pek başarılı değildi.
Çok keyifli zaman geçirdik. Birbirimizi korkutup eğlendiğimiz de oldu. :))
İkinci durak, Modern Sanatlar Müzesiydi.
Serginin adı, Yas ve Hazdı.
Benim için çok ilginç bir tecrübe oldu. Böyle bir müzeyi hiç gezmemişim, onu fark ettim. Çok farklı eserler vardı. Vakit sınırlı olmasa bütün günü orada geçirebilirdim. Eserlerin yanında sanatçı ve eseri hakkında bilgiler vardı. Vakitten tasarruf etme adına fotoğraflarını çekip geçtim. Şimdi ara ara onları okuyup eserin fotoğrafına geri dönüyorum ama vakit olsaydı ve uzun uzun hem okuyup hem seyretseydim çok daha keyifli olacaktı.
Müzeleri bitirince attık kendimizi Eskişehir sokaklarına. Burası Hamam Yolu.
Yolda yürürken karşınıza böyle eğlenceli parkurlar çıkabiliyor. :))
Odun Pazarı evleri ve devamında Atlı Hanı gezip, lüle taşı aksesuarları gördük. Eşime bir tesbih aldım. Şu an kendime yüzük almadığım için pişmanım, hahahah
Ülkemizin kanayan yaralarından biri kadına karşı şiddet. Hamam Yolunda bu konuya da dikkat çekilmiş. O isimleri okurken ister istemez duygulanıyor insan.
Hiç kimsenin diğerine zarar vermediği bir dünya bu kadar ütopik olmamalı. 😔
Porsuk çayında gondol sefası yapaanları bu defa sadece kıskanarak seyrettik. Bir daha ki sefere inşallah diyerek yutkunduk :)
Şehrin her yerinde bu cins köpekler var. Daha önce hiç görmediğim bir cins. Köpek vücudu genelde beli ince göğsü geniş olur bizim buralarda. Bu hayvan bildiğin koyun gibi :)
Çok dikkatimi çekmişti. Araştıracaktım, unutmuşum yoğunluktan. posttan sonra bakarım artık. Sahi bilen var mı bu köpeğin cinsi nedir? :)
Hamam Yolundaki parkurlarda atlaya zıplaya... Porsuk çayı kenarında ve çarşıdaki heykelleri ziyaret ederek... En sonunda da dedikoducu teyzelerle iki lafın belini kırarak geziyi tamamladık. 😄
Pazar sabahı maceraya doymuş olarak, Eskişehir'de binip Kayseri'de inmeye ikna olduk, vesselam
Sevgiler. 🌺
6 yorum:
Hepinizi seviyorum koskocaman
Hepinizi seviyorum
maşallah hepinize :)
Hi,
Nice blog. I am new. Do you want to follow each other?
https://fashionandwishlist.blogspot.com/
İyi ki geldiniz ne güzel senin kaleminden Eskişehir i okumak. Peki benim yazıyı yeni okumama ne demeli ?
Harikasınız gerçekten imrenilesi organizasyon ve geziler yapıyorsunuz, fotoğraflar şahane, çok güzel vakitler geçirmişsiniz belli, daha niceleri olsun inşallah :)
Yorum Gönder