Selamlar
Blog yazmaya ara verdiğim dönemde hayat, hem renkli hem güzel bir akıştaydı. Dijital günlüğüme yazmamanın mahcubiyeti ile tarihe not düşmesi adına, geçen sene kasım ayında yaptığımız Mustafa Çiftçi programını da buraya eklemeyi uygun buldum. Çünkü geçen hafta Tarık Tufan'ı misafir ettik. Mustafa Bey'i ve o güzelim sohbeti atlamak içime sinmedi. Önce Mustafa Bey geldiyse öncelik de onun olmalı :)
Yıllar önce, ortada Gönül Dağı yokken, Motif grubumdan can dost Hasibe, Mustafa Çiftçi'nin Bozkırda 66 kitabını göndermişti bana. Yozgat özelinde Anadolu hikayeleriydi. Bizim hallerimizdi. Çok severek okumuştum. O dönem arkadaşlarla da okuduk ama benim kitap elden ele gezerken arada kayboldu. Kaybettiğim kitaplarım var, hepsine üzülüyorum ama Bozkırda 66 beni en çok üzenlerden olmuştu. çünkü Hasibe benim adıma imzalatarak göndermişti.
Bu kadar güzel bir dönüş olacağını bilsem, üzülmezdim. Çünkü Hasibe'ye Mustafa Bey'le irtibatlarının devam edip etmediğini sorduğumda, elbette devam ediyor dedi. Okulumuza gelmeyi kabul eder mi dedim ve Hasibe'can bize bu güzel günü ayarladı. Mustafa Bey'i okulumuzda ağırlama şansına sahip olduk.
Bozkırda 66 kitabını, grupla okuduk. Söyleşi kitap eksenli ve verimli geçti. Okuma grubumuzla imza etkinliği düzenlendi.
Fotoğraf karesine sığmayan kocaman bir yumak olduk. Muhabbet, sevgi ve Anadolu içerikli....

Bozkırda 66 hikaye okumayı sevenler için çok güzel bir tercih olur.
Kasımdaki etkinliği martta yazınca, yaşlanmış bir duyguyu yazmak kolay olmadı elbette. Sürçü-lisan ettiysek affola. Selametle.