Selamlar
Beyaz Zambaklar Ülkesinde'ydi sanırım, yazar; "her kuşak kendi şarkısını söyler" diyordu. Eski filmleri seyredip, sonrada yeni dönem çekilen filmlere bakınca, eskiden insanlar daha kalbe değen hikayeleri seviyormuş. Daha idealist, sorumluluktan kaçmayan, karakterler öne çıkabiliyormuş. Bu ayrıntıyı fark ettim. Omuz omuza bu çağın insanı için çok çok nahif bir hikaye. Boşanma oranlarının malum olduğu toplumumuzda, parçalanmış ailelerin çocukları doğal olarak öğrencilerimiz oluyor. Helede boşanmaya yeni karar vermiş, ayrılık aşamasında olan çiftler, çocuklarına nasıl bir zarar verdiklerini ya görmüyor ya umursamıyorlar. Allah'ında "en sevmediğim helal" dediği boşanma yani ailenin dağılması çocuklar açısında zaten duygusal bir yıkım. Birde çiftler ne kadar şirretleşebilirse o kadar şirretleşip, daha büyük kaoslara neden olmaktan zerre imtina etmiyor malesef.
Filmin hikayesine gelecek olursak, iki çocuklu boşanmış bir çift ve adamın hayatına giren genç bir fotoğrafçı kızımızı anlatıyor. Bu konu ancak bu kadar doğal anlatılabilirdi. kadınların tepkileri çocukların bu davranışlar karşısındaki geri bildirimleri o kadar gerçek o kadar doğaldı ki. Senaryo ve oyunculuk anlamında çok sevdim o yüzden. Ama hikayenin içindeki dram annenin hastalığı ve sonrasında yaşananlar gerçekten insanlık dersi gibiydi. Julia Roberts'ın oynadığı karakter inanılmaz güzeldi. Isabel, dünyadan göçüp gidecek ve küçük çocukları olan bir annenin başına gelebilecek en güzel şeydi sanırım. Gerçek olması imkansız bir mucize gibi. Film boyu İsabel, beni kalbimden vurdu. Annenin yukardaki karede "şimdi de tüm aile çekinelim" diyerek, çocuklarının babasının evlendiği kadını yanına çağırıp, elini omzuna koyması Isabel'in çoktan hak ettiği bir onurdu.
Sabah herkes İsabel gibi uyurken, ben kalkıp, elma çayımı yapıp, perde ucunun kurtçuklarını yapıp, film seyrettim. Bayıldım bu seansa. Bu hafta uygun günde, tekrarlayacağım inşallah. 😁
Güncel durum, perde ucunda ilk parça bitti, henüz diğerine başlayamadım. Kitap, salı gününe biter inşallah. Yarın okula gitmem lazım. Başladığımızdan beri üç covid vakamız var. Endişeleniyorum ama görev bekleniyorsa kaçacak değiliz. Hepimiz dikkatli olduğumuz kadar duayı da ihmal etmeyelim. Rabbin rızası olmadan yaprak kıpırdamaz, içimizdeki masumların hürmetine kaldırsın üstümüzden bu belayı, ders alan, terbiye olan kullarından olmayı nasip etsin.
Selametle...
5 yorum:
ne kadar zaman olmuş bu filmi izleyeli bazen tekrar etme zamnı geliyor insanın :) perden ayrı muhteşem oluyor
beğenerek izledim bende, bu arada perdeni görünce rahmetli yengem geldi aklıma. Memlekette evinde çok vardı böyle perdelerden beğenirdim bende... Seninki de çok güzel olmuş.İyi günlerde kullanın
Benim en sevdiğim filmlerdendir bu film... Sinemada ilk izlediğimde bütün bir film boyunca ağlamıştım...
en sevdiklerimden bu film ve her izleyişimde ağlıyorum, yine izledim haftasonuuuu :)
heey bak yazdım julia filmlerii. listedeki filmleri tekrar izlemiş oldum. ama mucize filmini daha önce hiç izlemedim, ilk izlicem, sonraa şimdi zamanım da var, eylül boyunca julia nın listende olmayan filmlerini de izliycem, hangilerini bulursaam, sayende bütün filmlerini izlerim artık, ne güzel oldu yaa saool :)
Yorum Gönder