Selamlar
Bahar gelmiş neyime modundayım malesef. Hafta içi canlı dersler, hafta sonu kısıtlamalar derken. nisanda geldi geçti a dostlar. Bugün diyetisyen kontrolüne giderken, bu güzelliği görünce bari bu baharın bir anısı kalsın dedim, alacele çektim bir foto.
Nisan ayında Azra Kohen, okumaya karar vermiştim malum. Daha önce hiç okumadığım bir yazardı. Benim için farklı bir deneyim oldu. İyi bir aşk hikayesi kurgulamıştı. Keşle sadece o şekilde kalsaydı. O zaman çok beğendim diyebilirdim. Çünkü kalemi gerçekten iyi. Fakat malesef, ideolojik taasublarından kurtulamamış bir ruh. Uzun yıllar tesettürle eğitim görebilmek, mesleğini icra edebilmekle ilgili sıkıntılar yaşamış biri olarak, örtüsünden kurtulan bir kadının yaşadığını özgürlük olarak tanımlaması bana bağnazca geldi. Bunu bir tercih olarak aktarsa hiçbir sorun yok ama özgürlük olarak adlandırması açıkcası rahatsız ediciydi. Ayrıca, "dini daha iyi anlamak için ezanı bile Türkçeye çevirdiler" deyip, bunu olumlayan bir cümle okuduğumda, gözlerime inanamadım. Yanlış anlaşılmasın, yazarın İslamla bir sorunu var diyemem. Çok belli böyle bir derdi aslında yok. Ama geri kalmışlığı, müslümanca tercihleri olan insanlar üzerinden anlatmak, bunların dini doğru yorumlamadığını iddia edip, toptancı bir bakış açısıyla, her türlü dini yapıyı yargılaması insafsızcaydı açıkcası. İyi niyetine inanmak istiyorum, güzel bir kalem, umarım karşısına tıpkı Ayşe Şasa'ya olduğu gibi onu taasublarından kurtaracak birileri çıkar.
Ben kitap okurken, cümle avına çıkarım. Kitapta altını çizdiğim yerler oldu tabi. Şimdi birini paylaşacağım sizinle ama tamamen spontane. Yani şu an sayfayı açtım ve karşıma çıkan altı çizili ilk cümleyi yazıyorum, alıntı vermek adına. :))
......bu çıktığı yolculuktan hiçbir şeyi öğrenmediyse bile hayat ona, kalbini duymayı öğretmişti. Dinleyip dinlememek sadece bir seçimdi. Kalbini duymayan, kalbinin bir sesi olduğunu bile bilmeyen milyonlarcasının arasında kalple konuşabilmek ne büyük bir ayrıcalıktı. Kendini bilmek kalbini duyabilmekle başlardı.
Bu ay oyuncumuz Tilda Swinton. Ayın başında Ramazan'ın başlaması ve Ramazan'ın kendine has ritmi olması nedeniyle bu ay sadece tek film seyredebildim. Kevin hakkında konuşmalıyız. Uzun zamandır beni böyle sarsan bir film seyretmemiştim. Lohusa depresyonuna giren bir anne, oğluyla ilk andan itibaren sağlıklı bir iletişim kuramamıştır. Bebeklik döneminde, anne ile sağlıklı bir şekilde kurulamayan güvenli bağlanma duygusunun yarattığı yıkıcı etki Kevin ve annesi arasında uçurumu her geçen gün daha da artırmıştır. Belli bir zaman sonra durumun farkın varan anne, babayla bu durumu sağlıklı bir şekilde asla değerlendirememektedir. Çünkü Kevin babasıyla ilişkisinde hiçbir sorun yaşamamaktadır ama tabiki görünüşte. Sonuç Kevin'in neden olduğu çok ağır bir trajedi.
Bütün ebeveynler mutlaka seyretmeli derim. Film boyunca anne ve baba arasında bir kere bile dile gelemeyen cümlenin filme isim olması da iyi bir ironi.
Mayıs ayı yazarımız, Jose Saramago
oyuncumuz, Julia Roberts
Selametle....
4 yorum:
Ben de Fi kitabını okudum... Kitap akıcıydı ama yazara ısınamadım nedense... Oturup da yazınca detaylara girerim... Ah bir oturup yazayım yeter ki. :)
İnşallah Ruşyena bekliyorum 🌺
kevin filmi ne film ama yaa çok etkileyici :) bence de sadece aşk yazsaymış iyimiş. tarih, din filan yazınca dağılmış konu :) üstelik de kronolijiyi değiştirmiş, üstelik de insanlara faydalı olmak için yazmış kitabı :)
filmi izlemedim ama listeye aldım ancak mayıs ayı artistimiz daha çekici.. dizi manyaklığıma ara verince julia 'nın filmlerine bakacağım :)))
Yorum Gönder