Pages

9 Eki 2025

SarayBosna


Selamlar
SarayBosna bu gezinin en duygusal yanıydı. Gözümüzün önünde yaşanan 20. yüzyılın en büyük katliamın izleri ile dolu malesef.




İshak Paşa Cami'sinin şadırvanı. Normalde bu eseri ecdat hiç çivi çakmadan geçme tekniği ile inşa etmiş. Fakat o melun savaşta yıkıldığı için yeniden inşa edilmiş ve malesef bu defa çiviler var üstünde.


Dünyası ikiye bölünen şehir dedim ben Saray Bosna için. Osmanlı'nın son döneminde ordu Bosna'dan ayrılıp, Avusturya Macaristan İmparatorluğuna bırakılmış şehir. Bu çizgi Türk bölgesi ile Avusturya Macaristan bölgesini ayırmış. Ayrıca SarayBosna'ya Avrupa'nın Kudüs'ü deniliyor. Çünkü üç dine ait ibadethanelerde birbirne çok yakın 





Sönmeyen Ateş Anıtı. Barışı temsil eden bir yapı. Sırplar savaş sırasında anıtın gazını kesince, Boşnaklar ve Hırvatlar kıyafetlerini dahi yakıp, ateşi diri tutmayı başarmış. 



İshak Paşa Cami kapalıydı. İçini göremedik. Paşa camiyi ve vakfiyesini yaptırdıktan sonra bir vasiyet bırakmış. Bu camide ezanlar çıplak insan sesiyle okunacak. Band, kayır veya mikrofon kullanılmayacak demiş. Ayrıca hafızlar  24 saat Kuran okuyacak diye vasiyet etmiş. Ezana değil, ama okunan Kuran-ı Kerime şahitlik edip, duaya katıldık. Şükürler olsun. 


Baş Çarşı'daki meşhur sebil. Acayip kalabalıktı. Gezdiğin yerlerde neresi kalabalıktı derseniz; Mostar ve Bosna derim. 


Aliya İzzet Begoviç'in mezarı. Mezarlığa ulaşmak ciddi bir efor istiyordu. Çok dik bir yokuşu tırmanmak gerekiyordu. Belim o kadar kötüydü ki, iğnelerle ayakta duruyordum ama çok şükür başında bir Fatiha okumak nasip oldu. Mekanı cennet olsun. 



Bu da meşhur, 1. Dünya Savaşını başlatan olayın yaşandığı köprü. Tipine baksan bir şeye benzemiyor ama koca imparatorluğu dağıtan olayın mekanı olmuş, Kader.....
Selametle. 

Hiç yorum yok: