Pages

30 Tem 2021

Sivas'ta Bir Gün


Selamlar 

Bu defa eşimle niyet ettik, memleketi turist gibi gezmeye ama bunu başarmak çok kolay değil. Bir yerde turist olabilmek için sanırım o yere turist olmak lazım. hahhahaha.  

Çarşıya çıkmışken, "hadi medrese yapalım" dediğin bir yer, başkası için merak konusu olabiliyor. 

Çifte minare ; Sivas'ın simge mekanlarından biri. Eminim sizlerden biri gelse daha ilgi çekici fotoğraflar çekebilir. Elimden geldiği kadar turist olmaya çalıştm bende. :)

Anadolu Selçuklu ve Beylikler döneminde önemli merkezlerden biri Sivas. O nedenle o dönemi yansıtan mimari yapılar ve zannat örneklerine sıklıkla rastlanıyor. Taş oymacılığı o dönemde bayağ popüler. Şimdi her biri hayranlık uyandıran taş işçiliklerini mekanlarda görebilirsiniz. Daha önce Divriği Ulu Cami'nin meşhur kapısındaki işçiliği de sizinle paylaşmıştım. işte burada 

Yeniden düzenlenen meydanda, hepsi birbirine yakın, Buruciye Medresesi, Şifahiye Medresesi ve Çifte minareyi görebilirsiniz. Zaten Şifahiye Medresesi ve Çifte Minare birbirine karşı komşu :) 



Şifahiye Medresesinin içinden bir bölüm. 


Medresenin içinde turistlik eşyalar satan dükkanlar var. Medresenin ortasında çay bahçesi olarak kullanılıyor. Gezmeye gitmeyi düşünenler keyifli bir mola verebilirler. 





Dokuma kilimleri, çanta olarak değerlendirmek, çok güzel ve zevkli bir ticari zeka. Kızıma ve kendime aldım. Yukardaki Şüheda'nın, aşağıdaki benim çantam :)) 


Hobilerime zaman ayırmıyor değilim tabi. Sosyal medya hesaplarında mutlaka sizede denk gelmiştir, ünlü bir marka bez ayakkabının üstünü motiflerle kaplamıştı. Durur mu hobici hatunlar hemen taklit ettik tabi :)






 Sonuç işte burada. :) 

Hala evde değilim. Hala bir Julia filmi seyredemedim. Hala hısım akraba popülasyonu yüksek. Eve geçince ilk iş Julia filmi seyretmek olacak bu gidişle :)) 

Selametle....

27 Tem 2021

Mayıs Ayından Kalan...


 Selamlar 
Yok yok, kaybolmadım yine buradayım. 😁 Diğer postta dediğim gibi evde ve kendi rutinimde değilim, memleket havası alıyoruz. Hısım akraba popülasyonu epey yüksek ortamda. 😂 Kendime blog yazacak zaman bulmam bugüne kaldı. 
Mayıs ayı için Jose Saramago okumayı planlamıştım. Planıma gayette sadık kaldım esasında. yazma konusu zorladı daha önce dediğim gibi. Şimdi sıra yazmaya geldi. Saramago'yu ilk defa yine bir blog etkinliğinde keşfettim. Bilinmeyen adanın öyküsü kitabını okumuştum o etkinlikte. Yazı diline hayran kaldım. Son derece basit ve gündelik bir dil kullanıp, bu kadar derin manalar yüklemeyi başarmak kolay değil. O kitapla ilgili yorumum işte burada 
Bilinmeyen adanın öyküsü'nün bende bıraktığı etki ile, kendi planlamama dahil ettim Saramago'yu. Mayıs ayı içinde Körlük kitabını okudum. Hayranlığım bir kat daha arttı. En yakın zamanda Görmek, isimli kitabı da okumayı umuyorum. Okumamın üzerinden epey zaman geçince, aynı enerji ile yazmam tabi ki pek mümkün değil. Kitaptan aldığım notlarla yazıyı tamamlayacağım inşallah. 

"Birimizin hepimiz, hepimizin birimiz için olması gereken bu yerde, güçlülerin zayıf olanların ağzından lokmasını nasıl acımasızca aldığını görebiliriz...."

"....haberlerin önemi, her aktaranın kişisel iyimserlik ya da kötümserlik derecesine göre ya azalıyor ya da artıyordu.

"Kavga da her zaman için az çok bir tür körlüktür." 

"..... iyi yürekli körlerin merhameti ve resim gibi dünyası bitti, şimdi katı acımasız ve amansız bir körler krallığı var."

"Körlük, her şeyi sular altında bırakarak önüne katıp götüren ani bir deniz kabarması gibi değil, binlerce çalkantılı dereceğin sinsice, toprağa yavaş yavaş sızdıktan sonra, aniden tamamını istila etmesi gibi yayılıyordu."

"......deneyimlerimize dayanarak körlerin değil, çeşitli körlüklerin olduğunu söylemeyi doğru buluyoruz." 

Hatırladığım kadarıyla kitap bitince, insan bir süre kalakalıyor. Tespitler o kadar yerinde ve malesef insanın hallerine öyle denk düşüyor ki, damağınızda kekre bir tat bırakıyor bu doğru bilgi ama doktorun karısı hep bir umut. Olanı biteni gören birileri hep var, Lokal bile olsa tedbir alabilecek umut olabilecek birileri hep var. Bu farkındalık insanı çok rahatlatıyor. 

Mayıs ayında Julia Roberts seyretmem gerekiyordu. Kadına hayranlığım malum. pek çok filmini seyrettim. Hatta bir ara etkinlik bile yaptım ama mayıs ayında hiç film seyretmedim. Gerçi bu ara hiç film seyretmedim. Bu canlı ders muhabbeti ekrana doygunluk yarattı bende. Ayrıca çok kıymetli bir arkadaşımla birlikte dizi seyrettik. O da vaktimi aldı. Film bakamaz oldum. Belki bu ara kardeşcanlarla bir Julia filmi seyreder yazarım, mayıs ayı niyetine. Sizinle paylaşmak istediğim anılarımda var ara ara onlardan da bahsedeceğim. Fırsat buldukça yazacağım inşallah, görüşmek üzere. selametle....

23 Tem 2021

Her Şeye Geciken Ben....

 


Selamlar 

"Hayat siz plan yaparken olanlardır" diyenler yine haklı çıktı. Ben rutinime düzen gelsin diye kendimi planlamış, bana eşlik eden arkadaşlarımı da bu maceraya davet etmiştim. Yazıma başlamadan hemen önce bloglarını gezip, her ay benim ihmal ettiğim etkinliğe katkı veren canları okuyup, çok duygulandım. Bunu baştan belirtmem şart. sevgili Deep, sevgili Yüreğimin iklimi, canlar muhteşemsiniz. 

Gelelim tembel ev sahibesine. Aslında tembellik değil de mağduriyet demek lazım sanırım. Filmleri değil ama kitaplarımı belirlediğim plan çerçevesinde okumaya devam ettim ama yazma konusunda aynı istikrarı malesef gösteremedim. Bahane üretmek gibi olmasın ama üst üste yaşanan aksilikler biraz belimi büktü. Sonrasında da malum, blog yazmak bir alışkanlık, Bu alışkanlıktan kopunca kelimeler insanı terk ediyor sanki. Yeniden yazmaya başlamak için yeni bir motivasyona ihtiyaç duyuyor insan. 

Mayıs ayı ortası gibi gözlüğüm kırıldı. Atasun'dan almıştım gözlüğümü. Garantiye gitti. 21 gün 😖 Zaten ekranlarla başı hoş olmayan ben, birde üstüne online dersler devam ederken çok ciddi zorlandım. Okumalarımı yakın gözlüğü ile yapmaya çalıştım ama uzun süre o gözlükle devam edince baş ağrısı yapıyor bende. Gözlüğümün olmayışı yaşam kalitemi çok olumsuz etkiledi. Gözlüğüme kavuştum derken bu defa kışın geçirdiğim çene ameliyatları sonuç verdi, implant takılma zamanı geldi. Önce üst çene için operasyon geçirdim. Onun şişleri henüz yeni geçiyorken, eşimin yeğenin düğünü vardı ona katıldık. Düğün bitti alt çene için operasyonun vakti geldi. 

Alt çene operasyonuna parantez açmam lazım. Kemik oluşum operasyonu sırasında alt çeneyi vidalarla tutturmuşlardı. İmplant operasyonu sırasında o vidaları tek tek söktüler. aynı gün 6 tane implant takıldı, derken ben bir hafta pert tabi. 😧

Aynı hafta, kardeşim, eşi ve iki yeğenimle tatil dönüşü bana geldiler. Onlar gitti, bizim yeni gelin ve damat balayı dönüşü bize geldiler. 😃 Bu arada benim alt çene Temel Reis kıvamında şiş. hahahaha. 

Velhasıl-ı kelam pek mağdur, pek hasta pek tırnak içinde renkli günler geçirdim. Dediğim gibi kitapları okudum. Filmlerde eksiğim var. Şu an yine evden uzakta, memleketteyim ama bloga girip arkadaşlarımın yazıları ile karşılaşınca ciddi bir mahcubiyet gelişti bende. Yarından sonra notlarımı gözden geçirip eksik aylarımın yazılarını tamamlayacağım. 

Açıkcası bloğumdan kopmak istemiyorum. Kızıma nasipse torunuma benden bir hatıra kalsın istiyorum. o nedenle elimden geldiğince yazmaya ve okumaya devam edeceğim. gecikmenin bahanesi olmaz tabi hiçbirisi. Benden bile daha iyi bir istikrarla yazan dostlarımdan özür diliyorum. Yarından sonra daha fazla burada olacağım. Yeni bir "çok renkli" hayat koşturmasına geçmeden açığı kapatma eğilimindeyim. 😄

Başlığın hakkını verip, bayramlaşmaya da geciktim. Hepimizin kurban bayramı mübarek olsun. görüşmek dileğiyle, selametle....