Pages

6 Tem 2025

Tatilin İlk Haftası....


Selamlar
Daha önce beni okuyanlar bilir. Burası benim Erciyes manzaralı kırmızı ışığım :)) Geçen çarşıya giderken baktım kırmızı ışık yandı. Erciyes'in karları hala tam olarak erimemiş. Çekeyim bir foto dedim :) Bazen telefon çantamda oluyor. Işık yeşile dönmeden fotoğrafı çekebilmek için bendeki telaşı görmek lazım :))) 


Seminer haftasında misafirim vardı malum. Aslında eltimler cuma günü gittiler ama ben yoğunluktan ESD Kitabını bitirememiştim. Zaten çok da yorucu geçen bir hafta olunca evde kalmayı tercih ettim. Kitabın ilk 80 sayfasını okumuştum. Bu hafta ilk hedefim bu kitabı bitirmek oldu. Kitapla ilgili yayının sonunda yazacağım.


Evdeki ipleri bitirmek temel motivasyonlarımdan biri. Örgü projelerimi evdeki iplere göre belirlemeye başladım bir süredir. Bu ipleri yıllar önce motif grubumun Konya ayağından Neslihan göndermişti. Çok eskiden angoralardan farklı olarak tiftik ipler vardı. Sen değerlendirirsin diyerek göndermişti. Sevdiğim bir motifle yelek hatta ip yeterse hırka örmeyi planlıyorum. 


ESD grubundan kızları eve aldığımda Kübra Hoca besledikleri ineklerin sütünden getirmişti. Bahçeleri olduğunu biliyordum ama hayvan beslediklerini bilmiyordum. 1,5 litre süt getirmişti. Yoğurdu yeni yapmıştım. Pişirdim, dolapta bekliyordu. Süt reçeli yapmayı denemek mi.... Neden olmasın :) 


1 litre sütüm kalmıştı. 1 su bardağı şeker katıp, sütü kaynatmaya başladım. Hafif koyulaşınca bir paket vanilya kattım. Yarım çay kaşığı karbonat attım, yanmaması için karıştıra karıştıra pişirdim. 
İşin sonunda kehribar renginde kıvamlı bir reçel elde ediyorsunuz. 


Hayatımın ilk süt reçeli denemesi.. Kesinlikle çok lezzetli oldu. Bir tık fazla kaynatmıştım. Küçük bir kavanoz olunca hızlı tükendi. O nedenle sorun da olmadı. Süt reçeli de yapmadım demem artık 😃


Kabaklar da Kübra Hoca'nın bahçesinden. İki öğün yemek çıkardım bu kabaklardan :) Önce dolmasını yaptım. Sonra da kabak graten pişirdim. Çok lezzetlilerdi. Ah!! Bahçesi olan insanlara özenmekle kalacağım sanırım. 


Motifli çalışmalar hep var hayatımda....



Etkinlik motiflerimi birleştirme çabamdan bahsetmiştim. Battaniyemiz tamamlanmış ve görevine başlamıştır efendim. :)


Abid Selame'nin hikayesi, Batı Şeria'da yaşanan gerçek bir trajedinin hikayesi. 2. Dünya Savaşı sırasında yaşanan faşizan uygulamalar ve soykırım, gerek edebiyatla gerek sinema ile zihnimize işlenmiş durumda. Yıllar önce Piyanist filmini gözyaşlarıyla ve koltuktan hiç kalkmadan seyrettiğimi hatırlıyorum. Duvarlarla çevrilmiş, gettolara kapatılmış insanların dramı, insan olan herkesin yüreğine dokunur elbette. Fakat garip olan, o filmlerdeki, kitaplardaki mağdurların şimdiki zamanın zalimlerine dönüşmesi. Filistin'de yaşayan, kendilerine asla zarar vermemiş insanların topraklarını evlerini işgal edip, onları duvarların arasında yaşamaya mecbur bırakmaları...😾
Kitabı okurken kendimle ilgili fark ettiğim şey, Filistin konusunda hassas olduğunu düşünen ben bile gerçekte orada neler yaşanıyor, insanlar hangi şartlarda devam etmeye çalışıyorlar hiç bilmiyormuşum. 7 Ekim'in vesile olduğu şeylerden biri de, dünya halklarına "Filistin diye bir yer var ve orada insanlar bir avuç zalimin elinde hayatta kalmaya çalışıyor" olduğunu gösterdi. Bu konuya daha fazla vakit ayırmak, okumak ve bulabildiğimiz belgeselleri, filmleri seyretmek lazım. Gündelik hayatımıza bu insani konuyu daha fazla almak zorundayız. 


Bu haftaki aktivitelerimden biri de Sevgi'ye film seyretmeye gitmek oldu. Onda olup ben de olmayan digital kanalların birinde İran filmlerinden biri olan Benim Favori Pastam filmini seyrettim. Yazının sonunda bahsedeceğim filmden de. Film seyretme maceramız biraz kalabalıktı, Komşu bir hanım da katıldı gruba ama yine de keyif aldığım bir gün oldu. 


Vanilya Hanım bizim evde en sevdiği uyku mekanına kavuştu. :)) Bu kitaplık yeniden oturma odasına alınınca mekanına kavuştu minnoş. 💖


Mavili örgü günleri keyifli gidiyor :))


Yine bir deneme ile geldim. Tahinli ekmek merak ettiğim bir şeydi. Un ya da bakliyat olmadan, doyurucu bir ekmek yapılabiliyormuş. 3 yumurta, 1 bardak tahin, kabartma tozu, azıcık sirke ve seviyorsanız biraz zeytin ve cevizle karıştırıp, fırın kabına aldım. 



Ekmeği fırına attıktan sonra balkonda örgü örüp, film seyrettim. Tatil böyle bir şey zaten :))


Pişmiş ekmeğimin görüntüsü. Gerçekten çok yoğun ve doyurucu oldu. Azıcık ekmekle gün boyu idare edebilirsiniz. Diyet modunu açınca yaparım yine. 


Bu haftanın etkinliklerinden biri de bu kitap. Yine ESD Kitaplığından. Psikoterapist bir hanım tarafından, travma, kaygı bozukluğu, bağlanma problemleri, utanç ve yas başlıkları ile alakalı fabl türü hikayeler yazılmış. Hikayelerden sonra da bu duygularla nasıl baş edeceğimiz konusunda teknik bilgiler verilmiş. Kötü değil ama benim için doğru zaman değildi sanırım. 





Haftanın filmleri....

Sevgi'de seyrettiğim film. İran yapımıydı. Diğerleri de ne seyretsem derken karşıma çıktı. Denk geldi, filmler yaş almış kadınların hayatlarını konu alıyordu. Kadınlardan beklenen her toplumda ailesi ve çocuklarına adanmış bir hayat. Elbette buna bir itirazım yok ama kendimize zaman ayırmak şart. Aile dışında da kendi sosyal hayatımızın olması önemli bence. Birlikte dışarı çıkabildiğimiz, sohbet edip, eğlenebildiğimiz arkadaşlarımızın olması yaş geçince daha kıymetli hale geliyor. Sağlığımızın el verdiği sürece sosyal hayatın içinde kalmak en iyisi.... 

Bu hafta sağlık açısından biraz sıkıntılı geçti. Perşembe günü bir anda bel fıtığım nüksetti. Hala çok sıkıntılıyım. Gelecek hafta termale gitme durumumuz var. Kendimi şifalı sulara bırakmak için sabırsızlanıyorum.
Selametle....
 
 

28 Haz 2025

Seminer Haftası


Selamlar
Hayatında bir öğretmen olan herkes bilir ki karne vermek tatile girmek değildir. Bizim dönemi değerlendirdiğimiz toplantıların yapıldığı, raporların yazıldığı ve seminer haftası olarak isimlendirilen bir dönemimiz vardır. Temmuzun ilk gününe kadar mesai devam eder bizde.

Okuma grubundan bazı arkadaşların davetine katılmıştım. Benim yoğun tempom ve eşimin evde olması nedeniyle kış ve bahar aylarında çağıramadım insanları. Ben de seminer dönemini değerlendirmek istedim. Planım, Tuna'yı ( temizliğe gelen hanım) çağırıp, hafta sonu evi temizletmek, pazartesi toplantıdan sonra da alışveriş yapıp, hazırlıkları tamamlamaktı. Özellikle camlar çok kirliydi. Evi elden geçirmek şarttı. Fakat Tuna, hafta sonu memlekete gideceğini ancak salı günü müsait olacağını söyleyince işler değişti. Koca kişisi ile birlikte evi temizlemek zorunda kaldık. Çok yorucuydu. İş başa düşünce çok çalışmanın mükafatı olarak oturma odasında ufak bir değişiklik yaptım. :))


Seminer haftasının ilk günü.... Bakan Bey'in konuşmasını beklerken....


Toplantı umduğumuzdan daha erken bitti. Kendimi markete attım. Mönü'yü belirlemiştim. Ona göre eksikleri tamamlayıp eve geçtim. İlk posta ürünümüz, benim bereketli ve mayasız peynirli puğaçam oldu. 
Masayı çekmek hiç aklıma gelmemiş. Misafirlerime odaklıydım sanırım. 

Benim için gelenek sayılacak bir durum var. Ben yoğun ve yorgunsan mutlaka ekstra işler çıkar. Temizliği ben yapıp, misafir de ağırlayınca hiç halim kalmamıştı ama öğrendim ki Kozaklı'ya kaplıcaya gelen kaynım, eltim ve çocuklar bize yatıya geliyorlar. Normalde çok sevdiğim insanlar. Fakat beden yorgun olunca işleri akışına bıraktım. Çok fazla ilgilenemedim malesef. 


Perşembe günü okuldan kadın arkadaşlarla planlı bir kahvaltı programımız vardı. Eltimi de oraya götürdüm. Evin erkekleri kendi başlarının çaresine bakmak zorunda kaldı :)))) 



Bu esprili kandırmacanın hikmetine geldi sıra. Ersin Hoca benim partnerim malum. Okulda ortak işlere imza atıyoruz. Okulda iki farklı öğretmenler odası var. Biri sedirle döşenmiş. Diğerinde ise masa ve sandalye var. Ben genelde masa sandalye tarafındayım. Öyle olunca Ersin Hoca'da bana takıldığı için bu tarafta. İşin garibi kadın arkadaşlar masa sandalye konseptini tercih ediyor genelde. Erkekler, sedirli tarafta. Toplantı sonrası bir grup erkek arkadaş, mangal partisi yapmışlar aralarında. Bize söylememişler. Benim diğer kanka Sevtap Hoca, bayağı saydırdı adamlara :))) Kahvaltı, sanki o günün rövanşı gibi oldu. Bizim kahvaltıyı, mangal partisinden önce planlamış olduğumuzu bilmemeleri çok avantajlı oldu bizim için :)))) 

Biz kahvaltıya gidince, erkek arkadaşlar Ersin kankamı tiye almaya kalkınca biz de bu kandırmacayı kurguladık :))) Yanımızda olmayan Ersin Hoca, gitmediğimiz Darende'de bize eşlik ediyordu :)))))


Yasemin Hoca okulda görevlendirmeydi. Malesef süresi doldu. Emel Hoca'da çok şükür emekli olup gidiyor. Arkadaşlar, temmuz doğumlu olan bizleri de unutmayıp, pasta keselim demişler. Gereksiz biri ortada kalınca yok edemedim artık. baktıkça görüp, gittiği için mutlu olurum ben de 


Kilim Sosyal Bilimler Lisesi'nin tatlış kadınları. Biri hariç çok kalp ben. 💖

Seminer haftası, yılın yoğunluğunun üstüne çok yoğun geçince bedenen yıpratıcı oldu. Yatılı misafir sonrası, yatakların havalandırması, nevresimlerin yıkanıp yerleştirilmesi serüveni hala devam ediyor. Çünkü misafirim dün gitti. Hem dinlenip hem de o işleri hallediyorum. Bir yandan kitap okuyorum. Yuvarlak motifli battaniye tamamlandı. Henüz foto çekmedim ona. Yeni bir iş de başlamadım henüz. Özge'canın da dediği gibi tekerlenme modunu açacağım bir kaç gün. :)) Şimdilik selametle. 

22 Haz 2025

Okulun Son Haftası



Selamlar
Benim yazılılar bayram sonrasına kaldığı için epey zorlandım son iki haftada. Her şey son dakikaya yetişti. Fotoğrafı çektiğim gün felsefe yazılısı vardı ama öğleden sonra. Benim de arada boş derslerim olunca kendime zaman ayırmaya karar verdim. 


Kayseri'deki favori kafem olan Di Versi'ye geçtim. Avokado taretine ile aç karnımı doyurup, üstüne kahve keyfi yaptım. Yazılı baskınından önceki son rahat zamanların tadını çıkardım.


Di Versi'den bir köşe. Ara ara kendime soruyorum ben de, kimim ben. Verdiğim mücadelenin bir anlamı var mı? Zor sorular bunlar.


Motif grubumun sondan bir önceki etkinlik motifleri bir köşede bekliyordu. Hayatımda yarım kalan işleri tamamlama kararı aldığımdan bahsetmiştim. Etrafımı toplarsam kafamı da rahat toplarım diye umuyorum. Motif birleştirme serüvenimin bu haftaki aşamasıdır kendileri. 
Kitabı ESD Grubuyla okuyoruz. Başladım, güzel de gidiyordu ama bu sene sonu işleri beni yavaşlattı. En kısa sürede bitirmeyi umuyorum.


Hafta başında yazılıları okuyup, not işlerini bitirince hafifledim. Ufak tefek rapor işlerim hala var ama önemli olan karneye not yetiştirmekti. Ayrıca son hafta artık etkinlik haftası olarak değerlendiriliyor, öğrencisi olanlar bilir. Salı günü gençlik merkezinde özel çocuklar için hazırlanan bir etkinliğe öğrenci grubumuzla katıldık.



Bizde aktivite bitmez. Çarşamba günü de UNESCO'nun Dünya Mirası Listesinde yer alan Koramaz Vadisi'ne doğa yürüyüşü planladık. Bölgemizde kene tehdidi var. Biraz çekindik ama yine de pes etmedik. 




İnsanın en büyük cezası doğadan uzaklaşması bence. Şehirlerde faunusun içindeki balık gibiyiz. Kendimize uzak yaşıyoruz. İnsanlar doğadan uzaklaştıkça sahte bir egemenlik algısı ile nefsini büyüttükçe kendi sonunu hazırlayacak gibi duruyor. 
Açan bir çiçeğin güzelliğini gören, yürürken salyangozlara denk gelen ve onları incitmemek için hassasiyet geliştiren insanlar birbirlerini öldürmeye bu kadar hazır olmazlar sanırım. 



Doğada yürüyüş olur da piknik olmaz mı. Bereketli bir soframız vardı. :)


Son anda aklımıza gelen karpuz detayı, kötü esprilerin havada uçuşmasına neden oldu. hahahahaha


Etkinlik Haftası da olsa bitmeye mahkum :) Ve karne günü gelip çattı. Biz yarın yine okulcuyuz ama gençleri tatile gönderdik. 


Ben çok kısa değilim, beyler çok uzun dermişim :))))) 


Bunlarda minnoş sınıfım. Açıkçası başta hiç istemiyordum bu sınıfı. Süreçte de beni ara ara çok yordular. Yine de çok sevdiğim gençlerin olduğu da bir grup. O yüzden mutlu hatırlayacağım 11/C'yi.


Bu hengamenin içinde motif birleştirmesini tamamladım. Yavaş yavaş kenar dönemeye başladım. Bu haftaki hedefim bu battaniyeyi tamamlayıp, ESD kitaplarını bitirmek.


Fiilen değilse de mantık olarak tatilin ilk günün sabahından.

Tatilin ilk aktiviteleri şekillendi bile. Salı günü ESD grubundan tanıdığım birkaç arkadaşı davet ettim. Çarşamba eltim ve çocukları gelecek, Kozaklı'da tatil planlamışlar. Dönüşte bana uğrayacaklar. Perşembe okul grubu ile kahvaltı planı var. Tatil dinlenmek miydi. Dinlenmek neydi? :)))) 
Fotoğraf çekmeye ve yazmaya devam edeceğim. Görüşürüz. Seşametle.... 

11 Haz 2025

Bayram Ertesi..


Selamlar
Her Kurban Bayramında olduğu gibi bu bayramda ilk gün evdeydik malum. Etler eve gelince, kurban paylarını ayarlamam ve eve ayırdıklarıma dondurucuya yerleştirmem gerekiyor. Bugünlerin ağır yalnızlık ve hüzün duygusu beni çok ağlattı. 
Bedenimi ve ruhumu çok yorgun hissediyorum. Bağışıklığım düştü sanırım. Ortada hasta olacak bir durum yokken benim geniz akıntım ve beden ağrılarım var. Allah kabul etsin ama bu sene kurbanın taksimi her seneden daha yorucu geçti. 

Bayramın dördüncü gününden bu kare. Benim kaplıca planım çöp olunca bari Sivas'ta iki adım ötemizde olduğu halde hiç gitmediğim Hafik Gölü'ne gidelim dedim. Tesislerde ne var ne yok hiç bilmiyorduk. Kızımı yolcu ettikten sonra yola çıkmadan önce bir nefes arası olsun dedik. Çok sakin çok huzurlu bir yermiş. 




 
Ruhumdaki ağırlığın nedenlerinden biri de hiçbir şeye yetişemiyorum hissine kapılmama neden olan yarım işlerim. Onları gündemime almaya karar verdim. Bu yaz tatilinde daha çok okumayı ve daha çok örmeyi planlıyorum. Motif etkinlik grubunun bir önceki yıl ördüğü motifler. Birleştirilmemiş halde bir poşette bekliyordu. onları masaya dizdim ve birleştirmeye başladım. 


Yolculuğu hobiyle değerlendirmek bir motifçi geleneğidir. Sivas'a giderken de motifleri birleştirmeye devam ettim. :)) 


Eşim bayram öncesinde 5 kilo çilek almıştı. Çileği muhafaza etmenin en geleneksel yolu reçel yapmak sanırım :) 




Bir yıl önce kardeşim Marmara Üniversitesine atandı. Uzun süredir aile bir araya gelmiyordu. Bayramın üçüncü günü fırsattan istifade onun atanmasını kutladık. aile pikniği ile. Ben hiç fotoğraf modunda değildim. Ama bu güzellik de burada kalsın istedim. :) 


Motiflerle ilgili motivasyonum, bu atkı ile başladı. 2 yılı var bu motiflerin. Hatice angora ipleri göndermişti. ben de motif örüyordum ağır usul. Sevgi bana destek olmak için aldı ipleri ördü motifleri ama ben birleştiremedim. Öylece atıl bekliyordu. Benim sınır noktam oldu. Bu atalet yeter dedim ve motifleri birleştirdim. 

Bu ara psikolojim pamuk ipliğine bağlı. bir gün iyiysem üç gün kötüyüm. Umarım yeniden içimdeki hiçbir şeyin bitiremediği umudu ve enerjiyi bulabilirim. Sanırım çok uzaklara kayboldu. Onca aksiyona rağmen bir türlü iç huzurumu sağlayamıyorum. Bana dua edin dostlar. Selametle....