Selamlar
Meydan okuma ilk yarısına yaklaşıyor. Düzenli yazabilmek, çok
güzel. İnsanı ataletten kurtarıyor. Ezgi’ye teşekkür ediyorum, bana çok iyi
geldi.
Bugünün konusu; bugünlerde bize
ilham veren şeyler.
Malum evdeyiz. Gözlem alanımız daraldı. Ama digital
teknolojinin geldiği nokta bize bu daralma hissini yaşatmıyor. Gerçi insanlar
uzun süredir dışarıda olsa bile, sadece ekranlara bakarak yaşadıkları için, çok
fark etmemiş olabilirler, bu daralmayı. Yanımızdan gelip geçen mevsimleri,
insanları, olayları hiç görmeden, sosyal medyanın ve ekranların bize sundukları
ile yaşamaya başlamıştık, uzun süredir zaten. Birileri yaşıyor, tecrübe ediyor,
okuyor, bizde seyrediyorduk. Belki de bu süreç bize hayatı izlemenin değil,
yaşamanın ne kadar kıymetli olduğunu hatırlatır. Umarım nasip olur, çıkarsak
kapılardan bu defa daha önce yaptığımız şeyleri bırakır, artık hayatımızı
gerçekten yaşamaya başlarız.
Benim canım arkadaşım, alt komşum, küçük kardeşim gibi
sevdiğim, edebiyat öğretmeni Nafiacığım, ( fotoğrafta en arkada olan sevimli yüz) geçen gün bu "kapılardan çıkma" imgesi
üzerine minik bir yazı yazdı. Benim için çok ilham vericiydi.
Yetinmeyi öğrenmiş olarak çıkacağız kapılardan.
Gereksiz şikayetlerimizi unutmuş olarak,
Herkesi olduğu gibi tüm hataları ile severek,
yanında olarak çıkacağız bu kapıdan.
Ertelediğimiz birlikteliklerimize üzülmüş olarak
çıkacağız.
Bir anda her şeyin değişebileceğine inanmış olarak.
Şimdinin değerinin farkına vararak,
Gerçek yalnızlığı, sahte kalabalığı, görmüş olarak
çıkacağız kapılardan
Toprağın, suyun, karıncanın, arının kıymetini
anlamış olarak,
Kapıdan çıkmanın değerini anlamış olarak çıkacağız.
Benim nahif arkadaşım, gönlünü kaleme döktü. İşin esası
mesleğimle ilgili, hobilerimle ilgili dikkatimi çeken başka şeylerde oldu. Ama yazının
etkisini dağıtmak istemiyorum. Hayata bakışımızı sorguladığımız demlerdeyiz. O yüzden
böyle kalsın istedim. Bu arada "Anne" bitti. Sempatik ama cesur hatun. Sevdim
tatlı cadıyı. Gerçekten ilham vericiydi. Haksızlık etmeyip, ondan da bir replik
paylaşayım. 😊
Hayat hediyelerini bazen en karanlık ve kuytu
yerlerde saklıyor.
Sanırım sadece yeterince cesur olanlara, kendini aramaktan
korkmayanlara vermek için.
Şimdi aklıma geldi; dün bir arkadaşım paylaşmıştı. Hayatla
ilgili bir tüyo 😊
Birine sormuşlar:
Nasıl zengin oldun?
Demiş ki;
Allah verdi, ben ihtiyacı olana verdim.
Allah verdi, ben ihtiyacı olana verdim.
Yarışılır mı o kazandı. 😊 😊 😊
Adı güzel, kendi güzel peygamber efendimiz, Muhammed Mustafa,
bir hadis-i Şerifinde;
“Zekat vermekle mal azalmaz” buyuruyor.
Bu zor zamanlarda, bana bu güzel uyarıyı hatırlattığı için son
derece ilham vericiydi.
Normalde Nafia’canın yazısından sonra susacağım dedim ama ilk
yazımda da dediğim gibi “ders anlatamayan öğretmen sendromu” yaşıyorum. Hoş görün
😊
Yarın görüşürüz, selametle….