Selamlar
“Tutamıyorum
zamanı” diyen şarkı nasıl haklı. Geldi gelecek derken 2020 ilk ayını bitirdi bile.
Hadi değerlendirelim o zaman.
Seviyorum;
Ocak yarıyıl
tatilini içine alan bir ay. Hem dinlenme
hem de evladıma kavuşma anlamına geliyor. O nedenle pek severim kendisini. Geliyor
olması bile bir heyecan, bir mutluluk yani. Özetle bu ara sevdiğim şey,
sevdiklerimle doyasıya vakit geçirmek. 😊
Yiyorum;
Ara ara
dikkat etmeyi başardığım dönemler olsa da maalesef, tatilin verdiği rehavet
diyet döngüsünde istikrarı bozuyor. Sivas’a gidince patatesli mantıdan, etli
ekmekten, Sivas Köftesinden yemeden gelinmiyor. Göbek çapındaki milimetrik artışlar
santimetreye doğru gidiyor. Dikkat çanları çalıyor. Size diyeti delmiyorum
dediğim günler, en kısa zamanda gelsin inşallah.
İçiyorum;
Her zamanki
kadar kahve, bu ara vicdan rahatlatmak için yeşil çay. Ve giderek azalan su
içme alışkanlığını yeniden kazanmak için, yeşil elmalı, çubuk tarçınlı detox
suları içmeye çalışıyorum.
Hissediyorum;
Aslında her
şey çok güzel. Çok şükür Rabbime. Ama bu Elazığ’da ki depremde yaşanan kurtarma
operasyonlarındaki duygusal anlardan olacak, bu ara her bir şeye gözlerim
doluyor. 24 saat sonra çıkarılan 2,5 yaşındaki çocuk. Enkaz altında telefonla
konuşan Azize, onunla konuşan Umke gönüllüsü. Bu insan hikayeleri beni duygusal
anlamda çok etkiledi. Kim ne derse desin, medya hangi nobran tipleri gündem
yaparsa yapsın, son tahlilde yurdum insanı gerçekten çok güzel özelliklere
sahip. Artık şu “köpeğin insanı ısırması değil, insanın köpeği ısırması
haberdir” anlayışından uzaklaşsak. Böyle güzel insanları konuşsak. Kötülerle mücadeleyi
adalet sistemi yapsa. Biz güzellikleri görsek ya. Çok mu zor.
Yapıyorum;
Vallaha, bu
ara kimi bulsam başına, pardon ayağına çorap örüyorum😊
Beş şişle
çorap örme, maceram hızla devam etmekte. Yeğenime kardeşime ördüğüm çorapların
resmini bile çekemedim. Sizi bıktırmayım dedim 😊
Ama ne
yapıyorsun sorusunun cevabı, hala çorap örüyorum 😊
Düşünüyorum;
Tatilde yeterince
serkeşlik yaptım. Evi barkı, kıyı köşe temizlemeyi düşünüyorum. (Ev hanımı ben)
Pazartesi okullar
açılıyor. Derse hazırlık yapmak lazım. (Öğretmen ben)
Şu başladığım
iki çorabı bu hafta sonu bitirsem, son videosu kalan sofi karesini örsem. Onları
yastık yapsam. (Hobi sever ben)
Şüheda’nın
son haftası kaldı. Ona biraz yaprak sarması yapsam. Çocuk yurtta yer. (Anne
ben) ve bla bla bla bla bla
Bakalım hangilerini
başaracağım.
Hayal ediyorum;
Yukarda düşündüğüm
her şeyin en geç bir hafta içinde gerçekleşmesini hayal ediyorum. Çok çok güzel
olurdu beeee.
Dinliyorum;
Bir ara
epeyce bloodwood filmi seyretmiştik. Kızlarla bir araya gelince yeniden o güzel
şarkılar ve danslar hatrımıza geldi. Renkli ve oynak havalarla Hint ezgileri ve
dansları popüler şarkılarım. 😊
İzliyorum;
Haluk Bilginer’in
aldığı ödülle dikkatimi çeken Şahsiyet isimli diziyi, kızımla seyredeyim diye
ertelemiştim. Son bölümünü dün seyrettik. Dijital ortamlarda, sokak ağzını çok
rahat kullanmaları insanı biraz iriite ediyor. Ama konun işlenişi, senaryo
derinliği, oyunculuk anlamında gerçekten çok beğendim. Güzel düşünülmüş. Kötü karakter
Cemal’in, burçlarla ilgili yaptığı tespitler mesela çok akıllıcaydı. Polis amirinin,
görevden alındıktan sonraki, güvenlik duygusu ile ilgili yaptığı tespitler
etkileyiciydi. Sevdim.
Bu ay iki
kitap okuyabildim. İlber Ortaylı Hoca’dan hayatı nasıl yaşamak gerektiği ile
ilgili tüyolar aldım. Ayrıca blog
etkinliği için Wirginia Wolf, Kendine Ait Bir Oda isimli kitap bugün bitti. etkinlik için bir tanede Film var. Birazdan onu
da seyredip. En kısa zamanda bir yorum yazısı hazırlayacağım.
Selametle….