Pages

22 Oca 2020

ağaç ev sohbetleri 21



 Selamlar
Ağaç ev sohbetlerinin 21. Sevgili deep tone’un tercihi.
Haftanın konusu: "Yeni mi, eski mi? Yeniyi mi seversiniz, eskiyi mi? Eski düşünceler, müzikler, filmler, kitaplar, eşyalar, duygular mı yoksa yeniler mi? Dün mü bugün mü? Geçmişi mi özlersiniz, bugünü mü yaşarsınız? Nostaljik misiniz, güncel mi? Yeniliklerden yana mısınız, eskiyi mi korursunuz?"

İnsan ne dünden ibarettir. Ne yarın kaygısı ile yaşamalı ne de sadece şu andan ibarettir. Zaten yaratılmışların en ilginçlerinden biridir zaman. Bazen bir asır geçmiş gibi hissedersin, aslında 1 saat bile geçmemiştir. Bazen dün gibi dediğiniz anlar, on yıl önce yaşanmış olabilir. Zaman algısı bu kadar değişken olunca, zaman algısından kaynaklanan eski ve yeni kavramları da tartışılır hale geliyor bence.
Örneğin;
Dost cemalin benzer güneşe aya
Bakamam yüzüne yandırır beni
Aşığı kül eyler sendeki ziya
Gonca güller gibi soldurur beni
diyen bir türkü her devirde sevenin hissiyatını dile getirir.

Yeni ya da eski algısının kişinin tercihleriyle çok alakası vardır. İnsanın sevdiği beğendiği şeyler, her daim yenidir, fi tarihinden kalsa bile 😊
Bu şerhimi baştan belirteyim.

Kitaplar konusunda; yeni basılmış bir kitabın kokusu beni çok mutlu eder. Ama ikinci el aldığım kitapta daha önce altı çizilmiş yerler, üzerine alınmış notlar varsa, onları okumak, onlara dokunmak da beni mutlu eder.
Müzikler konusunda, yeni şarkılardan pek haz aldığım söylenemez.  😊
Filmler konusunda daha önce görmediğim ve dikkatimi çeken tüm filmler benim için seyredilebilir.

Eşyalar konusunda, antika sever biriyim. Bazı eski mobilyalar, porselenler acayip güzel. Hatta küçük bir fincan koleksiyonum bile var. 



Geçmişi çokça anmak,” âh nerede o eski günler” diye sızlanmak biraz an’dan kaçmaktır bence. O insanların özlediği aslında kaygısız zamanlarıdır. Geçmiş üzüntü, geçmiş acı görevini tamamlamış ve geçmiştir. O anlardan kalan sadece tecrübedir. Ama şimdiki zamanın acısı, üzüntüsü gramı gramına hissediliyordur.  Öyle olunca geçmiş zaman kutsal bir zaman dilimiymiş gibi hatırlanabiliyor.  😊
Hayatı bu şekilde sızlanarak geçirmenin kimseye bir faydası yoktur.  Geçmişin hayattaki misyonu arabadaki dikiz aynasının misyonu gibidir. Sürekli dikiz aynasına bakarak, araba kullanamazsınız.  Dikiz aynasına ihtiyaç duyduğunda anlık bakarsın ama önüne bakmak trafikte ilerlemenin ilk kuralıdır.
Selametle….


14 yorum:

  1. Dikiz aynası güzel bir benzetmeydi:)

    YanıtlaSil
  2. gelcam yineeee :) feriha hanım öykümü okusan yaaa yani zamanın olursa tabiiii :)

    YanıtlaSil
  3. önümüze bakalım diyosun yaniiiii arada dikiz aynasına bakıp. fincanlar ne güzeeeel. antikacıda gördüydüm dee, osmanlı fincanları, var mı sendeee, osmanlı dönemi yanii, yoksa al, ucuz onlar da yaniiii :)

    YanıtlaSil
  4. Yaşadığımız an ve geçmiş özlemi... :))

    Deep'te yorumunuzu gördüm, Rita'yı birkaç ay önce blog'da yazmıştım detaylıca, Deep'cim de bende okuyup başladı sanırım. Siz de izlediniz mi? 5. sezonu geliyor :)))

    YanıtlaSil
  5. Bende bir eski sever olarak, sanırım şu an'ı çok da sevmediğim için hep bir özlem duyuyorum. Eski eşyalara o zaman ki ruha, sadeliğe, saflığa herşeye. Elbette ileriye bakmak lazım o yüzden arada bir dikizi kullanıyorum diyeyim :)

    YanıtlaSil
  6. Yorum yazan tüm dostlar çok teşekkür ederim hazır tatildeyken annemi ziyaret edeyim istedim. Şimdi aile zamanı yorumlara eve gidince tek tek döneceğim sevgiler

    YanıtlaSil
  7. Çok güzel yazmışsın... :)

    YanıtlaSil
  8. şirin blogunu dün bloguma koydum kuuuu :)

    YanıtlaSil
  9. kaystros Tyrha çok teşekkür ederim. :) saygılar

    YanıtlaSil
  10. mert( kafa dergi) teşekkür ederim :) saygılar

    YanıtlaSil
  11. deryacım sıradaki yayın tam senlik olacak. sivas'ta bir mekan keşfettim. az sonra... :))) sevgiler

    YanıtlaSil
  12. ilkay özgür, çok teşekkür ederim. saygılar

    YanıtlaSil
  13. irem can teşekkür ederim. sevgiler

    YanıtlaSil
  14. sevgili deep tone, desteğin için çok teşekkür ederim. çok tatlısın sevgiler

    YanıtlaSil