Pages

3 Haz 2025

DeyrulZafaran Manastırı ve Midyat


Selamlar
Yıllar önce Bitlis- Tatvan'da çalıştığım dönemde öğrencilerimle Midyat turu yapmıştık birkaç kere. O zaman bir kaç kere gitmiştim Deyrulzafaran Manastırı'na. Midyat yakınlarındaki Süryani Manastırı. Aktif olarak da faaliyet gösteren bir mabet. Yıllar önce geldiğimde giriş ücreti falan talep etmemişlerdi. Turizme kazandırılması iyi olmuş. 






Manastırın mezar odasıymış burası. Süryani piskoposlar buraya oturur vaziyette gömülüyormuş. Sıradan Süryaniler herkes gibi gömülüyormuş ama ileri gelen din adamları kıyamet günü İsa Mesih'i yatar vaziyette değil ayakta karşılamak istedikleri için oturur vaziyette gömülüyorlarmış. Mezar sayısı çok değil ama uzun zaman önce gömülen bir din adamının kemiklerini kenara ayırıp, yeni öleni de buraya gömüyorlarmış.


Manastırın bahçesindeki bu ağacı hatırlıyorum.  Yıllar önce geldiğimizde de böyle pembe pembe açmıştı.



Bunlarda vaftiz çanaklarıymış. Yetişkin birini vaftiz ettiklerinde üsttekini, bir bebeği vaftiz ettiklerinde ise aşağıdaki çanağı kullanıyorlarmış. 


Din adamlarını taşıdıkları tahtarevan. 
Yeni papanın seçimi sonrasındaki görüntüleri de hatırlayınca; İslam nasıl eşitlikçi ve insan onuruna yakışan bir din. 
Bir ortamda Peygamber Efendimizi tanımayan onu çıkaramazmış ilk görüşte. O kadar tevazü içinde yaşarmış efendimiz. Kimsenin sırtına binmeyi hayal bile etmemiştir sanırım. Kabe'deki putları kırdıkları sırada, Hz Ali, omuzuma basıp yükselin efendim deyince, sen nübüvetin ağırlığını taşıyamazsın deyip, Hz Ali'yi kendi omuzuna bastırıp yükseltmiş. 



1. Dünya Savaşı sırasında devrin İngiltere Kraliçesi manastırın rahibine hediye etmiş bu matbaa makinasını. Mardin'de çıkan ilk gazete bu makina ile basılmış.




Pazar ve çarşamba günleri ayin yapılan kilise bölümü.





Mardin sokakları masalın içinde olduğunuzu düşünmenize neden oluyor Midyat'ın konakları ise masala karakter kazandırıyor diyebiliriz. Meşhur Sıla Konağı. Yine yıllar önce bir kaç kere gezdim içini diye bu defa girmedim. Zaten çok kalabalıktı. Gençler rahat gezsin dedim. 



Ellerimize Midyat'a özel desenlerden yaptırmazsak ayıp olacaktı :) Hadi bakalım 10 puanlık uzman sorusu; hangi el benimki hahahaha 

Sürekli güneş kremi sürmüş olmama rağmen 3 ton koyulaştı tenim. Hala da kendi rengine kavuşamadı :) 
Midyat'ta gümüş alış verişini de ihmal etmedik ve artık yeter diyerek eve döndük. Bu sene çok şanslıydım ve gezi sonrası dersim yoktu ve dinlenebildim.  Geçen seneki sabahın altısında yolculuk bitip, sabahın sekizinde nöbet görevine geldiğim zamandan sonra resmen piyango vurmuş gibiydim :)) 

Okul gezisini bitirmiş bulunuyorum. Artık daha rutin yazılarım gelir inşallah. Yine çok yoğun zamanlardan geçiyorum. Bloğu ihmal etmemek için elimden geleni yapacağım, söz . 
Şimdilik selametle....

1 yorum:

  1. buraya da turist götürmüştüm, metropolitlerle sohbet etmiştik :) antakya ve suriye süryanileri vardı orda :)

    YanıtlaSil