Selamlar
Günün anlam ve önemine binaen, öncelikle bütün Ümmet-i Muhammed'in Kurban Bayramı mübarek olsun.
Büyük şehirlerde kurban ibadetini yerine getirmek malesef çok kolay olamıyor. Bir sıra, bir nizam ve çokça beklemek gerekiyor. Biz de Kurban kesim sırasının bize gelmesini bekleyeceğiz.
Beklemek gerekiyorsa, bu beklemeyi verimli geçirelim dedim ve geçtim klavyenin başına. Okul gezimizin son bir saatine denk gelen Beypazarı'ndan kareleri ve Beypazarı anılarını da paylaşayım istedim.
Beypazarı, bilmeyenler için Ankara'nın şirin ilçelerinden biri. Meşhur Beypazarı kurusunun diyarı :)
Diğer postlarda dediğim gibi Yedigöller'de planlanandan fazla kalınca Beypazarı'na geciktik. Esnafın bir kısmı dükkanları kapatmıştı. Tarihi Çarşıda kısa bir tur atıp dönüşe geçtik.
O kısacık tur en çok para harcadığım zaman oldu :)) Çarşı bir harika. Koza ipeğinden bir yazma aldım Şüheda'ya. Çok güzeldi. Gittiğim yerlerle ilgili ufak çaplı araştırmalar yapmayı severim. Beypazarı ile ilgili de yaptığım araştırmada, erişte ve ekmek almadan dönmeyin diyordu. 1 paket erişte ve ekmek aldım. Ekmek de çok güzel ama o erişteye bayıldık. Çok pişman oldum üç dört paket almadığıma. Aklınızda bulunsun denk gelirse ne kadar alabilecekseniz alın. Çok lezzetli. Çarşının yokuş yukarı bir yapısı var. Alt tarafından girdik biz. Hemen sol köşedeki ilk dükkandan aldım ben. Gerçi her yerde aynıdır ama yine de aldığım yeri tarif etmek istedim :)
Her yerde ev yapımı olduğu iddia edilen baklavalar vardı ama canım o saatte hiç tatlı çekmedi. Baklavaların encamını bilmiyorum yani. :) Yalnızca havuç yetiştiriciliği yaygınmış. bu nedenle havuç suyu ve soda çeşitleri vardı. Taze taze sıkıp hazırlıyorlardı. Dayanamadım aldım. Gayet güzel ve vitaminli bir tercih oldu :)
Kayseri'ye vardığımızda saat 3.45 di. Sabah ezanları ile eve girdim. Aksi gibi pazartesi sabahtan ders vardı. Allahtan son haftaya girmiş olunca gençler devamsızlık hakkını kullanıyordu. Öğrenciler yoktu. Fakat ekipten en iyi durumda olan bendim. 3 saat dersim vardı. Diğer arkadaşlardan tüm gün okulda kalmak zorunda olanlar vardı.
Okulda son hafta biraz evrak telaşı ile biraz da arkadaşların çoğunun yıllarını doldurması nedeniyle devam edip edemeyecekleri şaibeli olması nedeniyle biraz buruk geçti. Karneleri verdikten sonra Kayseri'de en sevdiğim pastacı da Di. Versi'de toplandık. San Sebastian'ı meşhurdur oranın. Aklınızda bulunsun. :)
Ekipten kimseyi kaybetmemek dileğiyle, diyelim.
Karne demişken, benim kuzular üniversite sınav maratonuna girdiler. Zorlu bir süreç onları bekliyor. Dualarla gönderdik. Allah yardımcıları olsun.
Yeşilin Kızı Anne... O meşhur diziden sonra popüler oldu malum. Ben de uzun yıllar sonra böyle bir seriye merak salmıştım. Pandemi döneminde çıkmaya başladı. O zamanlar ilk 2 kitabı okumuştum ama seriyi tamamlama sürecinde dikkatim dağılıp, kopmuştum. Tatil de tam tatil moduna uygun bu kitapları okumaya niyet ettim. Birincisi bitti. ikincisi son düzlükte.
Bu arada Kayseri'ye yağmadığı kadar yağmur yağdı. Bu fotoğraf bir haziran akşamından :))
Sosyal Medya nelere kadir. Kedito isimli bir sayfada gördüm bu çantaları. O ahşap aparata "burs" diyorlar. Tığ işi çantalara profesyonel bir dokunuş vermiş. Tabi teknik bilgi de istiyor, bu aparatı takmak. O nedenle bir bilene gönderdim. Bu fotoğrafı çekip, blogu yazmayı planladığım tarihte çantanın bitmişi elimde değildi. Dün teslim etti arkadaş. Bayram fotolarında paylaşırım bitmişini de.
Bu arada geçen hafta ailecek Ihlara Vadisine gittik, doğa yürüyüşü yaptık. Beklemek uzun sürerse bugün o fotoğrafları da paylaşırım. :))
Şimdilik selametle..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder